Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2020/4796 E. 2021/2102 K. 09.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/4796
KARAR NO : 2021/2102
KARAR TARİHİ : 09.03.2021

DAVA TÜRÜ : İstihkak
Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 07.08.2020 tarihli ek kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkilinin haciz yapılan makinelerin maliki olduğunu, hacizlerin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek davanın kabulüne ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince 30.06.2020 tarihinde davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine ilk derece mahkemesinin 05.08.2020 tarihli ek kararı ile başvuru süresinin tefhimle başlamasına göre başvurunun süresinde yapılmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin reddine karar verilmiş, anılan karar davacı vekilince istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince 23.09.2020 tarihinde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, anılan karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun(İİK’nin) 96. ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin olup, anılan kanunun 97. maddesinin 11. fıkrası uyarınca basit yargılama usulüne tabidir.
Basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK’nin) “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde;
(1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.
(2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.”hükmü düzenlenmiştir.
321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar”dan kastedilen HMK’nin 297. maddesindeki unsurlardır.
Buna göre; mahkeme, tahkikatın tamamlanmasından sonra, tarafların son beyanlarını almalı ve yargılamanın sona erdiğini bildirdikten sonra hükmü tefhim etmelidir. Kural olarak, mahkemece kararın tefhiminde hükme ilişkin tüm hususlar açıklanmalıdır.
HMK’nin 322. maddesi atfı ile uygulanmakta olan HMK’nin 297. maddesinde hükmün kapsamı açık bir şekilde düzenlenmiştir. Buna göre; mahkeme, gerekçesi ile birlikte tefhim ettiği hükümde taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde göstermesi gereklidir. Bu kanunun getirdiği bir zorunluluktur. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli karar en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılmalıdır. Bir diğer deyişle HMK’nin 321.maddesinde belirtilen şekilde hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilemediği hallerde gerekçeli kararın mutlaka taraflara tebliğ edilmesi gereklidir.
İİK’nin 363/1. maddesi uyarınca icra hukuk mahkemelerince verilecek kararların temyiz süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gündür. Maddedeki “tefhim” kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal” olarak anlaşılması zorunludur. Bu nedenle, yukarıda açıklanan nitelikte bir tefhim varsa temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren, aksi halde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun konuyla ilgili içtihatı da bu yöndedir. (21.01.2015 tarihli ve 2014/9-1438 Esas, 2015/580 Karar sayılı karar) Usul hukukunda yer almamakla birlikte uygulamada, tefhimden sonra temyiz süre tutum dilekçesi veya kararın tebliğinden sonra gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararın temyiz edildiği hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanılması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın bu hallerde de taraflara tebliği gerekir.
Nitekim Anayasa Mahkemesi de gerekçeli kararın tebliğinin temyiz hakkının etkili şekilde kullanılması bakımından gerekli olduğunu, bu yükümlülük getirilmeden kararın kesinleştirilmesini hak ihlali olarak kabul etmiştir (Anayasa Mahkemesi (İkinci Bölüm) 20.03.2014 tarihli ve 2012/1034 Başvuru
Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince yapılan 30.06.2020 tarihli tefhimin yukarıda açıklanan nitelikte bir tefhim olduğundan bahsedilemez. Ayrıca, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının istinaf talep edene tebliğinin de yapılmadığı dikkate alındığında istinaf talebinin reddine dair İlk Derece Mahkemesince verilen 05.08.2020 tarihli ek kararın ve anılan ek karar hakkındaki istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince verilen 23.09.2020 tarihli başvurunun esastan reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğu söylenemez.
Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı ışığında 05.08.2020 tarihli ek karar hakkında bölge adliye mahkemesince verilen istinaf talebinin esastan reddine dair karar yerinde olmadığından, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin 05.08.2020 tarihli ek kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesinin 30.06.2020 tarihli kararına ilişkin istinaf talebinin incelenmesi için Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin 23.09.2020 tarihli istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararının BOZULMASINA, dosyanın, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesi Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.