YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/329
KARAR NO : 2021/4932
KARAR TARİHİ : 09.06.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Zilyetliğe Dayalı Elatmanın Önlenmesi Ve Kal
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, Hazineye ait 21 parsel taşınmazın davacı zilyetliğinde bulunduğunu, davalının davacı zilyetliğindeki bu taşınmaz ile bitişiğinde davalı taşınmazının arasından geçen su kanalına odun koymak suretiyle zilyetliğe saldırıda bulunulduğunu ve zarar verdiğini, ayrıca davalının kendi taşınmazına sınır olan yerden kapı açtığını ve yol olarak dava konusu taşınmazı kullandığını,15.02.2014 tarihinde davacı tarafından davalının şikayet edilmesi üzerine soruşturma başlatıldığını, en son iş bu dava açılmadan 20 gün önce odun yığdığını, zilyetliğe ve genel su kanalına yapılan saldırıyı sürdürdüğünü, bu nedenle yaptığı müdahalenin önlenmesini, masrafları davalıya ait olmak üzere odunların kaldırılmasını, açılan kapının kapatılmasına ve davacının zilyetliğinin korunmasını talep etmiştir.
Davalı; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk kararda; davanın kısmen kabulü ile; davalının, davacının zilyetliğinde bulunan mülkiyeti Maliye Hazinesi’ne ait 21 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişileri … tarafından düzenlenen 10.06.2015 tarihli rapor ve krokisinde tespit edilen A harfi ile ve kırmızı kalem ile taralı olarak gösterilen 13,30 m2’lik kısma odun yığmak sureti ile yapılan müdahalesi ile aynı taşınmaza yapılan 7,70 metre uzunluğunda ve krokisinde mavi renkle gösterilen duvardan ibaret müdahalenin önlenmesine, bu kısımların zilyetliğine, davalı tarafça yapılan müdahalenin önlenmesine, duvarın ve yığılı odunların davalı tarafından kaldırılmasına, müdahalenin sonlandırılması ve tecavüzlü olduğu tespit edilen odun yığını ve duvarın kaldırılması için davalıya 7 günlük süre verilmesine, davacı tarafın fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 18.03.2019 tarihli ve 2016/2175 Esas, 2019/2853 Karar sayılı ilamı ile davalının sair temyiz itirazları reddedilmiş olup duvarın kal’ine ilişkin olarak ise davacının dava dilekçesinde duvar yönünden talebi olmadığından ve duvarın net olarak davalı tarafından yapıldığının sabit olmadığından kal kararı verilmesi doğru görülmeyerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne; davalının, davacının zilyetliğinde bulunan mülkiyeti Maliye Hazinesine ait 21 parsel sayılı taşınmazın 10.06.2015 tarihli rapor ve krokisinde tespit edilen A harfi ile ve kırmızı kalem ile taralı olarak gösterilen odunların kaldırılmasına, 23.10.2019 havale tarihli fen bilirkişi raporunda B harfi ile taralı olarak gösterilen binanın 21 nolu parsele bakan tahta kapının kapatılmasına, 23.10.2019 havale tarihli raporun ile 10.06.2015 tarihli rapor ve krokisinin hükmün eki sayılmasına, Müdahalenin sonlandırılması ve tecavüzlü olduğu tespit edilen odun yığını ve duvarın kaldırılması için davalıya 7 günlük süre verilmesine karar verilmiştir. Hüküm davalı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; zilyetliğe dayalı elatmanın önlenmesi ve kal talebine ilişkindir.
1.Dosya muhtevası, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilamında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Bozma ilamında açıklandığı üzere davacı tarafından dava dilekçesinde duvara ilişkin bir talep olmadığından ve mahkemece taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiğinden duvar yönünden elatmanın önlenmesi ve kal kararı verilmiş olması doğru görülmemiştir. Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde bozmaya uyulmuş ve bu doğrultuda hükmün 1. fıkrasında duvar yönünden bir karar verilmemişse de maddi hataya düşülerek kararın gerekçe kısmının son paragrafında “duvarın davalı tarafından kaldırılmasına” ibaresine yer verilmiş olması doğru görülmemiştir. Yine Mahkemece bozma ilamına uyularak duvar yönünden hükmün 1. fıkrasında duvara ilişkin bir karar bulunmadığı halde hükmün 3. fıkrasında “duvarın kaldırılmasına” ibaresinin bulunması yanı sıra müdahalenin sonlandırılması ve kal için de davalıya süre verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden temyiz edilen hükmün HUMK’un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkemenin gerekçeli kararının son paragrafında geçen “duvarın davalı tarafından kaldırılmasına”ibaresinin gerekçeden çıkarılmasına , yine yerel mahkeme hükmünün 3. fıkrası olan “Müdahalenin sonlandırılması ve tecavüzlü olduğu tespit edilen odun yığını ve duvarın kaldırılması için davalıya 7 günlük süre verilmesine,” cümlesinin de hükümden tümüyle çıkarılmasına ve bent numaralarının buna göre teselsül ettirilmesine hükmün 1086 sayılı HUMK’un 438/7. fıkrası gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.