Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2020/2821 E. 2020/6989 K. 10.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2821
KARAR NO : 2020/6989
KARAR TARİHİ : 10.11.2020

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kabulüne dair kararın davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 16.01.2020 tarihli ve 2017/14446 Esas, 2020/250 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davalı alacaklı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili,hacze konu pirincin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, borçlu ile ilgisinin bulunmadığını belirterek, istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 25.05.2015 tarihli ve 2013/23566 Esas, 2015/11689 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu pirinç ile ilgili konşimentoda … Pvt. Ltd. Şirketi tarafından üçüncü kişiye yapılan ciroya dayalı ticari ilişkinin gerçek olup olmadığının, ödeme, vb. hususlara da bakılarak, iki şirketin ticaret sicil kayıtları üzerinden yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile saptanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle eksik araştırma ve inceleme nedeni ile karar bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak, konşimentoların, Maersk gemi acentesi tarafından ciro edilmesiyle dava konusu pirinç emtiasının, mülkiyete dayalı tasarruf hakkının davacı şirkete geçtiği, dava konusu pirinç emtiasının sahiplik belgesi niteliğindeki konşimentoların meşru hamilinin davacı şirket olduğu, borçlu davalı şirketin pirinç ile bir ilgisinin bulunmadığı, bilirkişinin raporunun doğru ve yeterli olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma ilamı gereğince üçüncü kişiye yapılan ciroya dayalı ticari ilişkinin gerçek olup olmadığı belirlenirken borçlu ve üçüncü kişinin ticari defterlerinin incelenmesi hususu düşünülmeyerek, kayıtlar üzerinde araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiği görülmüştür. Bu doğrultuda davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defterleri üzerinde ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak delil olarak sunulan gümrük belgeleri ile konşimentoya konu faturaların deftere kayıtlı olup olmadığı, mahcuzların bedelinin dava dışı … Pvt. Ltd.ye ödenip ödenmediğinin swift belgeleri de dikkate alınarak değerlendirilmesi, ödemelere ilişkin defterlerde kayıt olup olmadığı hususunun netleştirilmesi, ayrıca davacının vesaik mukabili satış iddialarının gerçek olup olmadığı hususunun ödeme hususu ve delil olarak sunulan swift belgesi ile birlikte değerlendirilmesi, davacı üçüncü kişi ve borçlu şirket ile dava dışı … Pvt. Ltd. Şirketi arasında öteden beri devam eden ticari ilişki olup olmadığının belirlenmesi; öte yandan delil olarak sunulan konşimento ve konşimentolarla ilgili faturalarda alıcı ve ithal eden kısımlarında borçlu şirketin isminin yazılması hususlarının aydınlığa kavuşturulması, bundan ayrı yurt dışından ithale ilişkin belgelerdeki ürünlerin mahcuza uygun olup olmadığının netleştirilmesi için Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması, ondan ondan sonra dosya kapsamında yer alan diğer deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK’nın 366 ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK’nın 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.