YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2404
KARAR NO : 2021/5587
KARAR TARİHİ : 29.06.2021
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.05.2019 tarihli ve 2017/81 Esas, 2019/271 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu taşınmazın davalı tarafından haksız şekilde kullanıldığından bahisle ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf yoluna başvurması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesince, davacı tarafın istinaf talebi esastan reddedilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulmuştur.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, yapılan yargılama ve uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere, hukuki ilişkinin nitelendirmesine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. HMK’nin 297/2. maddesi gereğince, mahkemece verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu maddeye göre; hüküm fıkrası çok açık olmalı, infazı sırasında tereddüt yaratmayacak şekilde taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar tek tek belirtilmelidir. Aksi hal, hükmün icrası sırasında şüphe ve tereddütlerin doğmasına ve ilamın infaz edilememesine neden olur.
Somut olayda, davacılar vekili, dava dilekçesinde, talep edilen ecrimisil alacağının işgal tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, Mahkemece hüküm fıkrasında, hüküm altına alınan miktarın ne kadarlık kısmının hangi döneme ait olduğu, hangi miktara hangi tarihten itibaren faiz işletileceği açıkça belirlenmemiştir.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesince de anılan husus hakkında yeniden hüküm kurulmamış, davacı vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Bu durumda, Yerel Mahkemece kurulan hükmün infaza elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.
O halde Mahkemece yapılması gereken iş; hangi dönem için kaç lira ecrimisilin tahsili gerektiğinin ve buna göre faizin başlama tarihinin, diğer bir deyişle dönem sonlarının hükümde açıkça belirtilmesi olmalıdır.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; 03.12.2018 tarihli bilirkişi raporunda hangi dönem için ne kadar ecrimisil istenebileceğinin belirlendiği; ancak Mahkemece bu belirlemenin hükme yansıtılmadığı görülmüş; dönemler bilirkişi raporunda belirlendiğinden bu husus bozma sebebi yapılmamış, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesinin kararı kaldırılarak, Yerel Mahkeme hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte yazılı sebeplerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, Yerel Mahkeme hükmünün 1 nolu bendinde yer alan ”…01.04.2015 ila 31.01.2017 tarihleri arasında işlemiş 41.675,57 TL ecrimisilin her dönem sonundan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine,” ibaresinin hükümden çıkartılarak, yerine ”01.04.2015 – 31.12.2015 dönemi için hesaplanan 16.505,91 TL ecrimisilin 31.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile, 01.01.2016 -31.12.2016 dönemi için hesaplanan 22.954,20 TL ecrimisilin 31.12.2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile, 01.01.2017 – 31.01.2017 dönemi için hesaplanan 2.215,46 TL ecrimisilin 31.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalı …’dan alınıp davacıya verilmesine” ibaresinin eklenmesine HMK’nin 370. maddesi gereğince hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle reddine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 29.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.