Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2020/2071 E. 2021/2103 K. 09.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2071
KARAR NO : 2021/2103
KARAR TARİHİ : 09.03.2021

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, dava dilekçesinde ileri sürdüğü mallara ilişkin olarak mal rejiminin tasfiyesini, evlilik birliği içinde edinilen müşterek malların eşit olarak paylaşımına karar verilmesini talep etmiş, davanın harca esas değerini 10.000,00 TL olarak göstermiş; 14.09.2015 tarihli dilekçe ile 84.992,00 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsilini istemiş, bildirdiği alacak miktarı üzerinden de harç yatırmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacının katkısının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen ilk karar, Daire’nin 02.05.2018 tarihli ve 2016/1996 Esas, 2018/11970 Karar sayılı kararı ile dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporu da dikkate alınmak suretiyle gerekirse ek rapor veya başka bir bilirkişiden rapor alınmak suretiyle davacının dava konusu malların edinilmesinde katkısı olduğu düşünülerek hakkaniyete uygun bir katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiğine işaret edilerek bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadığından 14.09.2015 tarihli ıslah talebinin dikkate alınmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının davalıdan 84.992,00 TL katkı payı alacağı olduğunun tespitine, katkı payı alacağının 10.000 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yürülükte olduğu dönemde açılmış olup, davacı dava dilekçesinde talep ettiği alacak miktarını göstermemiş, sadece davanın harca esas değerini göstermiştir. Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu, ıslah dilekçesi nitelendirmesiyle verdiği dilekçede talep ettiği alacak miktarını 84.992,00 TL olarak açıklayıp, bu miktara ilişkin nispi peşin harcı da tamamlamıştır. Davacının bu talebi ıslahla talep miktarının arttırılması niteliğinde olmayıp, talep ettiği alacak miktarının açıklanması niteliğinde olup; bu nedenle dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep hakkının saklı tutulup tutulmamasının hukuki önemi bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının yaptığı “talebin açıklanması” niteliğindeki 14.09.2015 tarihli işlem hukuken geçerli olduğu halde, Mahkemece bu işlemin ıslah kabul edilmesi sonucu yazılı şekilde açıklanan ve harçlandırılan talep miktarı gözardı edilerek hüküm tesisi hatalı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 09.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.