Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2020/1992 E. 2021/5295 K. 21.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1992
KARAR NO : 2021/5295
KARAR TARİHİ : 21.06.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, müvekkilinin eşi … …’in 15.09.2009 tarihinde ölmesi ile geriye mirasçı olarak, ölenin kızı … ile müvekkilinin kaldığını, davalının mirasa konu malları, taşınmazları kiralayarak kullanarak gelir elde etmekte olduğunu açıklayarak İstanbul Bahçelievler 2. Bölge Yenibosna 6025 parsel sayılı taşınmazın 3 nolu bağımsız bölümü ile Çanakkale Merkez Çınarlı Köyü Dardanos Mevkii, 2390 parsel sayılı taşınmazda 3 nolu dubleks meskenin, 15.09.2009 tarihinden bu yana davalı tarafından kullanımı sonucu doğmuş bulunan 9.925 TL ecrimisil alacağının, alacağın doğduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle davanın reddini savunmuş, davanın reddine karar verilmediği takdirde davalı müvekkilinin Bahçelievlerde kain dairenin oturulabilir hale getirmek için cebinden sarf ettiği 6.000,00 TL’nin ve muris … …’in boşanması karşılığı olarak davacı … ……’e (…) İzmir’de verdiği ve davacının üçüncü şahıslara sattığı, ancak boşanma gerçekleşmediği için davacı tarafından iade edilmeyen davalı payının alacağa mahsup kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arası ecrimisil talebine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki husus dışındaki sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir.
Somut olayda; her ne kadar Mahkemece dava konusu taşınmazlarda intifadan men koşulu gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmiş ise de, İstanbul Bahçelievler 2. Bölge Yenibosna 6025 parsel sayılı taşınmazda 3 nolu bağımsız bölümü davalının süresi içerisinde verdiği 04.02.2013 havale tarihli tarihli cevap dilekçesinde kiraya verdiğini beyan ettiğinden, bu taşınmaz yönünden intifadan men şartı aranmayacaktır.
Hal böyle olunca, İstanbul Bahçelievler 2. Bölge Yenibosna 6025 parsel sayılı taşınmazda 3 nolu bağımsız bölüm yönünden, iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak deliller gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış; hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle reddine, yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6025 parsel sayılı taşınmazda 3 nolu bağımsız bölüm yönünden 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.