YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1537
KARAR NO : 2021/5586
KARAR TARİHİ : 29.06.2021
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Babaeski Asliye Hukuk Mahkemesinin 31.10.2017 tarihli ve 2014/226 Esas, 2017/498 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmasına karar verilmiş olup, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükme karşı davalı … vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362. maddesi, “Bölge Adliye Mahkemelerinin aşağıdaki kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamaz:
a) Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar. ” hükmünü içermektedir.
6763 sayılı Kanun 44. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ye eklenen Geçici 1. madde uyarınca, aynı Kanun’un 362. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağından 01.01.2019 tarihinden itibaren temyiz kesinlik sınırı yeniden değerleme oranı miktarınca artırılarak 58.800,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Dava TMK’nin 713/2. maddesindeki ‘ölüm’ hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Çekişme konusu 114 ada 23 nolu parselin dava tarihi itibari ile değeri 05.06.2017 hakim havale tarihli ziraat bilirkişisi … … tarafından düzenlenen rapor ile 27.861,96 TL belirlenmiştir, belirlenen bu miktar 2019 yılı itibarıyla temyiz kesinlik sınırı olan 58.800,00 TL’nin altında kaldığından miktar itibariyle kesin olup, temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. HMK’nin 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı Kanun’un 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bir karar verilebileceğinden davacılar vekilinin temyiz isteminin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin yukarıda açıklanan nedenlerle miktar yönünden REDDİNE, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.