YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1506
KARAR NO : 2021/5345
KARAR TARİHİ : 22.06.2021
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Bursa 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 06.06.2017 tarihli ve 2015/958 Esas, 2017/438 Karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı üçüncü kişi vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını duruşmalı olarak temyiz etmesi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Asıl ve birleşen dosyada davacı üçüncü kişi vekili, müvekkilinin adresinde haciz yapıldığını, müvekkiline ait menkullerin haczedildiğini, borçlu şirketin haciz adresinde faaliyet göstermediğini, borçlu şirketle bağları olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen dosyada davalı alacaklı vekili, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonucunda, asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin verilen karara karşı, davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, davacı üçüncü kişinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş, bu kez davalı alacaklı vekili esas, davacı üçüncü kişi vekili tarafından tazminat açısından temyiz yoluna başvurulmuştur. Dairemizin 03.07.2019 tarihli ve 2019/1117 Esas, 2019/6915 Karar sayılı ilamı ile, birleşen davada uyuşmazlık konusu menkulün değerinin kesinlik sınırını geçmediği, anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmadığından tarafların temyiz başvuru taleplerinin reddine; asıl davada ise davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddine; tazminat istemi hakkında ise olumlu olumsuz karar verilmediğinden davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, bozma ilamına uyularak asıl dosya yönünden davanın kabulüne, tazminat talebinin reddine; birleşen dava yönünden karar kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili ile tazminat ve yargılama gideri açısından davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiştir.
1. Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre davalı alacaklı vekilinin tüm, davacı üçüncü kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz temyiz itirazlarının reddine;
2. Mahkemece verilen kararda davacının asıl talebi tam olarak kabul edilmekle birlikte fer’i nitelikte olan tazminat talebinin reddi halinde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilemez. Bu yön nazara alınmaksızın davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir. Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Davalı alacaklı vekilinin tüm, davacı üçüncü kişi vekilinin 2. bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3 numaralı maddenin 3. bendindeki, “-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açıldığından, hüküm tarihinde geçerli AAÜT gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalı Akra Kumaş San. ve Tic. Ld. Şti. lehine 2.725,00 TL (birden fazla duruşma açıldığından) istinaf vekalet ücreti takdirine, davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine” cümlesinin hükümden çıkartılmasına; ayrıca 3 numaralı maddenin 4. bendindeki “İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan 487,00 TL yargılama giderinin, kabul ve ret oranı gözetilerek 1/2’i olan 243,50 TL.sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,” cümlesinin çıkartılmasına yerine ‘İstinaf başvurusunda bulunan davacılar tarafından yapılan 487,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine’ cümlesinin eklenmesine, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.