YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/138
KARAR NO : 2021/5369
KARAR TARİHİ : 22.06.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeninin, Hazine’ye ait 201 parsel sayılı taşınmaza ağaç diktiğini ve istinad duvarı yaptığını, taşınmazın Ilısu Barajı kamulaştırma alanında kaldığını açıklayarak, 201 parsel sayılı taşınmazda bulanan muhdesatın vekil edenine ait olduğunun tespitine karara verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davacının taşınmazda işgalci olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, Daire’nin 06.08.2018 tarihli ve 2018/10555 Esas, 2018/13777 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesatın tespiti isteğine ilişkindir.
A-Davalı Hazine vekilinin temyiz isteğinin incelenmesinde;
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı …, yargılama devam ederken 02.04.2018 tarihinde vefat etmesine rağmen, mirasçılara ait vekaletnameler dosyaya ibraz edilmeksizin davaya … vekili olarak devam edilmesi doğru olmamıştır.
B- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı tarafından başlangıçta 201 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak dava açılmış olup, yargılama sırasında 201 parsel sayılı taşınmaz ifraz ile 5 ve 6 nolu parsellere ayrılmıştır. Gerek DSİ tarafından dosyaya gönderilen yazılardan gerekse yapılan keşif ve bilirkişi incelemelerinden 5 parsel sayılı taşınmazın tamamının kamulaştırma alanı içinde kaldığı, 6 parsel sayılı taşınmazın ise kamulaştırma alanı dışında kaldığı anlaşılmasına rağmen, Mahkemece 5 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak kamulaştırma sahası dışında kaldığı gerekçesi ile ret kararı verilmesi, 6 parsel sayılı taşınmazın ise kamulaştırma sahası içinde kaldığından bahisle kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre ise;
6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesine göre, mahkeme kararında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur.
Mahkemece; “6 parsel sayılı taşınmazın kapama meyve bahçesi olduğunun, taşınmazın içerisinde %20 oranında karışık meyve ağaçlarının, %10 oranında nar ağacının, %10 oranında incir ağacının ve %60 oranında üzüm asmasının olduğunun ve bütün meyve ağaçlarının davacıya ait olduğunun tespitine,” şeklinde hüküm verilmiş ancak, tespitine karar verilen muhdesatın nelerden ibaret olduğu hüküm kısmında gösterilmemiş, ağaçların, sayısı, cinsi tek tek belirtilmemiş, yüzdelik oranlar verilmek suretiyle muhdesatdan bahsedilmiştir. Hüküm bu haliyle infaza elverişli olmadığından bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
Ayrıca, davacı tarafından 201 parsele ilişkin olarak dava açılmış olup, yargılama sırasında ifrazen 5 ve 6 parsellerin oluşması sonucunda kamulaştırma alanında kalmayan parsele ilişkin talebin reddi nedeniyle davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, muhdesatın tespiti davalarında, davanın konusu (müddeabih) muhdesat iddiasını kabul etmeyen davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) olup, yargılama giderlerinin ve taraflar yararına hükmedilecek vekalet ücretinin hesabında bu miktarın esas alınması gerekirken davacı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda A-2 bendinde açıklanan nedenle davalı Hazine vekilinin, B bendinde açılanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda A-1 bendinde açıklanan nedenle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 22.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.