Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2020/126 E. 2021/4699 K. 02.06.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/126
KARAR NO : 2021/4699
KARAR TARİHİ : 02.06.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili; tarafların kardeş olduklarını, Üsküdar İcadiye Mah. 639 ada 8 parselde bulunan taşınmazın 1/2 sine tüm tarafların birlikte malik olduğunu, geriye kalan 1/2 sinin vekil edeni Perihan’a ait olduğunu, bu yeri uzun zamandır davalının işyeri olarak kullandığını, davalıya Kadıköy 15. Noterliği’nin 31.01.2014 tarihli ve 2861 yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini ve geriye doğru 5 yıllık dönem için yasal olan 55.200,00 TL ecrimisil bedeli için İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğünün 2014/4916 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu iş yerinin 1/2 sinin davacı …’ya ait olduğu hususunu vekil edeninin ihtar ve dava dilekçesinin kendisine tebliğinden sonra öğrendiğini, …’ya verilen vekaletnamenin kastedilen gaye için kullanılmadığını, davacı …’ın 2002 yılında emekliye ayrıldıktan sonra maaşının kesintiye uğramaması için dükkanın vergi levhasının vekil edeni üzerine geçirildiğini, 23.12.2013 tarihine kadar alacak verecek hesaplarının davacı … tarafından tutulduğunu, dükkanı Perihan ile vekil edeninin beraber işlettiklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arası ecrimisil alacağına yönelik yapılan takibe itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazda taraflar paydaştır. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı kararı).
Somut olayda, dava konusu taşınmazın bizzat davalı tarafından kullanıldığı, davacıların Kadıköy 15. Noterliği’nin 31.1.2014 tarihli ve 2861 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalıdan geriye dönük ecrimisil talebinde bulundukları, bu tarihten önce 23.12.2013 tarihinde de davacıların, dava konusu taşınmazın satışı gerçekleşinceye kadar aylık 1.000 TL kira karşılığı davalıya kiraya bıraktıkları, öncesinde de intifadan men etmedikleri yargılama esnasında dinlenen tüm tanık beyanlarından da anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece, yukarıda yazılı açıklamalar ışığında, red kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile; usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.