YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/1153
KARAR NO : 2021/5056
KARAR TARİHİ : 14.06.2021
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.11.2019 tarihli ve 2018/314 Esas, 2019/486 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde, vekil edeninin dava konusu 10 parsel sayılı taşınmazdaki davalıya ait hisseyi satın aldığını, davalının kendi el yazısı ile düzenlediği belge ile en geç 28.02.2018 tarihinde taşınmazı tahliye edeceğini aksi takdirde geçen her ay için davacıya 5.000 TL ecrimisil ödeyeceğini taahhüt ettiğini, davalıya gönderdikleri ihtarnameden sonuç alamadıklarını, davalının taşınmazın ikinci katında oturmaya devam ettiğini açıklayarak, elatmanın önlenmesi ile 20.000 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf istemi esastan reddedilmiştir. İstinaf isteminin esastan reddine dair karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
1. Elatmanın önlenmesi isteğine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Ecrimisil isteğine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.
Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, dava konusu taşınmaz tapuda davalının babası Ahmet Hastürk adına kayıtlı iken ölümü sonrası davalı ve dava dışı kardeşleri adına 22.10.2017 tarihinde intikal gördüğü, davalı ve dava dışı kardeşlerinin bu hisselerin tamamını 02.11.2017 tarihinde davacıya satarak devrettiği, davalının yazı ve imza inkarında bulunmadığı belge ile taşınmazı en geç 28.02.2018 tarihinde tahliye edeceğini, bu tarihte tahliye etmediği takdirde ilerleyen her ay için 5.000 TL ecrimisil ödeyeceğini davacıya taahhüt ettiği, bilahare davacının Kocaeli 2. Noterliği aracılığıyla davalıya gönderdiği 26.04.2018 tarihli, 05548 sayılı ihtarnamede “ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 gün içinde taşınmazın su, doğalgaz gibi aboneliklerini kapattırarak tahliye edilmesi ve taşınmazın davacıya teslim edilmesinin istendiği, verilen bu süre içinde taşınmaz teslim edilmediği takdirde müdahalenin men’i ile her geçen ay için 5.000 TL ecrimisil istemiyle yasal yollara başvurulacağının” ihtar edildiği anlaşıldığına göre; davacı tarafından gönderilen ihtarnamede davalıya yeni bir süre verildiği gözetilerek, ihtarnamenin tebliği tarihinin 10 gün sonrasından başlatılmak üzere dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisile hükmedilmesi gerekirken fazla tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesi hükmünün bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda (2) nou bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nin 373/1 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalının elatmanın önlenmesi isteğine yönelen temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.