Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/71 E. 2019/467 K. 16.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/71
KARAR NO : 2019/467
KARAR TARİHİ : 16.01.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

.K.. A R A R

Davacı … Peltek vekili, davalının polis memuru olarak görev yaptığını, emekli olmak için dilekçe verdiğini, davalıya ödenecek emekli ikramiyesinin yasal olarak edinilmiş mal olduğunu açıklayarak, davacı lehine 1/2’si ve davalıya bağlanacak emekli maaşı da hesap edilerek davacı lehine olan katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, harca esas değeri fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 30.000 TL göstermiş ve bu değer üzerinden peşin harç yatırmıştır.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 19/02/2014 tarihinde boşanma davasını açtığı, Sosyal Güvenlik Kurumuna yazılan müzekkere cevabında davalının 15/03/2014 tarihinde emekli olduğunun ve 15/03/2014 tarihinde 61.221 TL ikramiyesi ödendiğinin bildirildiği, taraflar arasındaki katılma alacağı davasında taraflar boşanmakla malların tasfiyeye gireceği konusunun yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile doğrulandığı, davalının 15/03/2014 tarihinde boşanma davası açıldıktan, mal rejimi sona erdikten sonra emekli ikramiyesi aldığı ve tasfiye zamanından sonra mal elde ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Davacı vekilinin emekli maaşına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıya ödenecek emekli ikramiyesinin yanı sıra davalıya bağlanacak emekli maaşının da hesap edilerek davacı lehine olan katılma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Ne var ki, mahkemece davacının davalıya bağlanacak emekli maaşı ile ilgili talebi hakkında herhangi bir gerekçe kurulmadığı anlaşılmaktadır. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup; kararında taleplerden her biri hakkında verilen hükmü göstermelidir (HMK mad.26;297/2). Mahkemece; davacının davalıya bağlanacak emekli maaşı ile ilgili talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu talep hakkında karar verilmemiş olması doğru değildir.
2. Davacı vekilinin emekli ikramiyesine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
4721 Sayılı TMK’nin “edinilmiş mallar” başlıklı 219. maddesinin 2. fıkrasında, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemelerin edinilmiş mal grubundan sayıldığı belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 228/2. maddesinde ise, eşlerden birine sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılmış olan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarın kişisel mal olarak hesaba katılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Mal rejiminin devamı sırasında, emeklilik ikramiyesinin toptan ödenmesi durumunda; öncelikle ödeme tarihi itibarıyla TRHA (Türkiye Hayat Annüite Tablosu) 2010 yaşam tablosundan yararlanılarak, emekli olan eşin ortalama bakiye yaşam süresi bulunarak, ödeme günlük irat şeklinde yapılsaydı her bir güne karşılık gelen miktar saptanır. Bundan sonra, irat şeklindeki günlük ödeme miktarı, mal rejiminin sona erdiği 19.02.2014 tarihinden sonraki kalan günler ile çarpılarak, bulunacak bu miktarın peşin sermayeye çevrilmiş değeri hesaplanır.
Mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden ödemenin açıklanan yöntemle hesaplanan peşin sermaye çevrilmiş değeri, emekli olan eşin kişisel malı sayılır. Ödenen toplam emeklilik ikramiyesinden, kişisel mal sayılan bu miktar çıkarıldıktan sonra, kalan miktar edinilmiş mal (artık değer) kabul edilerek tasfiye sırasında göz önünde bulundurulur.
Emeklilik ikramiyesinin tasfiyeye konu edilmesi için mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olması (TMK mad.235/1) ya da bu para kullanılarak başka bir mal varlığına sahip olunmalıdır. Söz konusu gelir kullanılarak satın alınan mal varlıkların tasfiyesinde de aynı kurallar geçerli olacaktır.
Hemen belirtmek gerekir ki, yukarıda açıklanan hesaplama yöntemi mal rejiminin ölüm dışındaki nedenlerle sona ermesi hallerinde uygulanır.
Açıklamalar doğrultusunda hesaplama yapılabilmesi için, iddia ve savunma çerçevesinde, emekliliğe ve ödemeye ilişkin belgeler bulunduğu yerlerden getirtilerek hüküm kurulurken göz önünde bulundurulmalıdır. Belirtilen ilke ve esaslara göre değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için ihtiyaç duyulması halinde konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmişse de, gerekçe dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; eşler arasındaki mal rejimi TMK’nin 225.maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı 19.02.2014 tarihinde sona ermiştir. Aynı kanunun 235/1.maddesine göre mal rejiminin sona erdiği anda mevcut olan mallar tasfiye edilir. Dosya içeriği, toplanan deliller ve dosyanın mahalline geri çevrilmesi üzerine … tarafından gönderilen davalıya ait emeklilik dosyasının incelenmesinde, mal rejimi devam ederken davalı tarafça 20.01.2014 tarihinde emeklilik talep dilekçesinin verildiği, 14.02.2014 tarihinde İçişleri Bakanlığı’nca “olur” verildiği, 18.02.2014 tarihinde de emekli olmakla meslekten ilişiğinin kesildiği bildirildiğine göre, davalının mal rejiminin sona erdiği 19.02.2014 tarihinden önce emeklilik ikramiyesine hak kazandığının kabulü gerekir. Her ne kadar ödeme davalıya yapılmak üzere … tarafından mal rejiminin sona ermesinden sonra 10.03.2014 tarihinde davalının bankadaki hesabına yatırılmışsa da, bu durum, az yukarıda belirtilen belgeler karşısında mal rejiminin sona erdiği sırada emeklilik ikramiyesinin mevcut olduğu sonucunu değiştirmez. Tüm bu açıklamalar nedeniyle davacının emeklilik ikramiyesine yönelik mal rejiminin tasfiyesi isteğinin kabulü ile konusunun uzmanı bilirkişiden az yukarıda belirtilen Daire ilke ve uygulamalarına göre aktüerya hesabı da yaptırılarak, TMK’nin 228/2. maddesi gözetilerek talep hakkında karar verilmesi gerekirken dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun düşmeyen gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 Sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine,
16.01.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.