YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/6192
KARAR NO : 2021/5130
KARAR TARİHİ : 15.06.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, ecrimisil davasının asıl dava yönünden kabulüne, karşı dava yönünden reddine karar verilmiş olup hükmün asıl davalı-karşı davacı … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davalıların murisleri… … adına kayıtlı bulunan 121 parsel sayılı taşınmazın vekil edeni tarafından nizasız fasılasız 1960 yılından beri malik sıfatıyla tasarruf edildiğini, … …’in 1974 yılında vefat ettiğini, davalıların dava konusu taşınmazda zilyetliklerinin bulunmadığını belirterek dava konusu taşınmazda davalılar adına kayıtlı bulunan tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Bir kısım davalı ve karşı davacılar …, … ile … vekili, vekil edenlerinin dava konusu taşınmazda zilyetliklerinin bulunmadığı iddiasının doğru olmadığını, vekil edenlerinin ve murislerinin çok uzun yıllardır taşınmazı kullandıklarını, davacının taşınmazda fuzuli işgalci konumunda olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Harcını yatırarak açtığı karşı davada ise; davalının taşınmaza müdahalesinin önlenmesine ve müdahale ettiği kısmın taraflarına teslimine, dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık ecrimisil tutarı olan 3.000 TL nin davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalılardan …, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ilk hükümle, asıl davacının davasının kabulü ile 121 parsel sayılı 27.750 m²’lik tarlanın tapu kaydının iptaline, iptal edilen taşınmazın 13.11.2014 tanzim ve havale tarihli fen bilirkişisinin krokili raporunda A harfi ile gösterilen ve sarı renkle boyalı 13698/27750 hissesine karşılık gelen 13.698 m²’lik alanın davacı/karşı davalı … adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazda bakiye 14.052 m²’lik alanın, 3513/27750 hissesine karşılık gelen 3.513 m²’nin davalılardan … adına ipka, 3513/27750 hissesine karşılık gelen 3.513 m²’nin davalılardan … adına ipka, 3513/27750 hissesine karşılık gelen 3.513 m²’nin davalılardan… oğlu … adına ipka, 3513/27750 hissesine karşılık gelen 3.513 m²’nin davalılardan… oğlu … adına ipka ve davalılar/karşı davacıların davalarının reddine karar verilmiş; hükmün, davalılar/karşı davacılar ve davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Daire’nin 20.03.2018 tarihli ve 2015/10612 Esas 2018/9693 Karar sayılı ilamı ile, ‘…mahkemece davacının iddiası sabit görülerek fiilen davacının zilyetliği altında bulunan ve teknik bilirkişi raporunda ‘A’ harfi ile gösterilen bölümün ifrazen tapu kaydının iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, dava konusu taşınmaz bölümünün 3194 sayılı İmar Kanununun ve Plansız Alanlar Hakkındaki Yönetmeliğin ilgili hükümleri gereğince ayırmanın (ifrazın) mümkün bulunup bulunmadığı usulüne uygun araştırılmamış, ilgili yerlerden ifraz hususu sorulmamıştır. O halde; hükme esas alınan teknik bilirkişi krokisi eklenmek suretiyle, taşınmazın kabul kararına konu bölümlerinin ilgili imar planına göre ifrazının mümkün olup olmadığının ilgili belediye ve kuruluşlardan sorularak tespiti; ifrazı mümkün ise şimdiki gibi, karar verilmesi; ifrazın mümkün olmaması durumunda, öncelikle davacıya pay üzerinden talepte bulunup-bulunmayacağının sorulması, davacının pay oranı üzerinden talepte bulunması halinde, 3402 sayılı Kanun’un 15/2. maddesi hükmü uyarınca, davacının kullanımındaki bölümün yüzölçümünün taşınmazın tamamının yüzölçümüne oranlanması suretiyle davacının payının belirlenmesi ve bu şekilde paylı mülkiyet hükümleri çerçevesinde iptal ve tescile karar verilmesinin düşünülmesi gerekirken; eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir…’gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemesi’nce bozmaya uyma kararı verilerek yeniden yapılan yargılama neticesinde, asıl dava yönünden, davanın davalılardan …’in kabul beyanı nedeniyle kabulüne; diğer davalılar …, … ve … yönünden ise esasa girilerek davanın kabulüne, 121 parsel sayılı 27750.00 m²’lik tarlanın tapu kaydının iptaline, iptal edilen taşınmazın 13.11.2014 tanzim ve havale tarihli Fen Bilirkişisinin krokili raporunda A harfi ile gösterilen ve sarı renkle boyalı 13698 / 27750 hissesinin 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 15/2 maddesi uyarınca davacı/karşı davalı … adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazda bakiye; 3424,50/27750 hissenin davalılardan Seyfittin oğlu … adına ipkasına, 3513/27750 hissenin davalılardan… oğlu … adına ipkasına, 3513/27750 hissenin davalılardan… oğlu … adına ipkasına, 3513/27750 hissenin davalılardan… oğlu … adına ipkasına, karşı dava yönünden; davalılar/karşı davacıların açmış oldukları El Atmanın Önlenmesi ve Ecrimisil davalarının ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davalı/karşı davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı /karşı davacı …’in aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Somut olayda, yargılama devam ederken, davalılardan … dava konusu taşınmazdaki hissesini, HMK’nin 125. maddesine göre davaya dahil edilen …’e devretmiştir. Ayrıca, bozma ilamı uyarınca, dava konusu taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı tespit edilmiş, davacı/karşı davalı da pay oranında tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Dosya kapsamında yer alan, 03.01.2019 tarihli fen bilirkişi ek raporuna göre, dava konusu taşınmazda, davacının kullandığı 13.698,00 m2 lik yerin dava konusu taşınmazın 27.750,00 m2 lik yüzölçümüne oranlanması sonucunda, davacının tapudaki payının 13698/27750, davalılar …, …, … ve dahili davalı … …’in tapudaki payının ise 3513/27750 olacağı belirlenmiştir. Ayrıca dahili davalı … … 3513 m2 lik bölüm için davayı kabul etmiştir. Bu durumda, Mahkemece, 13698/27750 payın davacı üzerine, 3513/27750’şer payın da davalılar …, …, … adına kayıt ve tesciline karar verilmiş iken, 3424,50/27750 payın davalı … adına karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Şöyle ki, tapu sicilinin tutulmasının kamu düzenine ilişkin olması ve kurulan hükmün tapuya tescilinin infazda tereddüte yol açacağı hususları hep birlikte düşünüldüğünde; dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazda, tüm davalıların 1/4′ er (eşit) payı olduğuna göre, her bir davalı için 3513/27750 payın tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken dahili davalı … adına hatalı olarak eksik hissenin tesciline karar verilmesi yanlış olmuştur. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HUMK’nun 438/7. fıkrası uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme hükmünün 3. fıkrasındaki ”….3424,50/27750…” ibaresinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine “….3513/27750 ….” ibaresinin yazılmasına 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 438/7. fıkrası gereğince düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, davalı …’in diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 15.06.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.