Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/6188 E. 2019/11417 K. 17.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/6188
KARAR NO : 2019/11417
KARAR TARİHİ : 17.12.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı … vekili, komşu taşınmaz malikleri davalıların taşınmazlarında biriktirdikleri hayvan gübrelerini, 1152 parsel sayılı taşınmazına taşırmak ve akıtmak suretiyle müdahalede bulunduklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve geçmiş dört yıllık dönemi kapsayan 500,00 TL ecrimisilin tahsili isteklerinde bulunmuştur.
Davalı … ve … vekili, hayvan gübrelerini taşınmazlarında bulunan beton zemin üzerinde biriktirdiklerini, yetkili makamlarca yapılan inceleme ve tespitlerde herhangi bir olumsuzluğun tespit edilmediğini, davacıya ait taşınmaza zarar verilmediğini belirtip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece verilen ilk kararda davacının müdahalenin men’i davasının kabulüne 1152 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafça yapılan müdahalenin önlenmesine, davacı tarafın ecrimisil talebinin kısmen kabul kısmen reddi ile; 2012 yılı için 119,28 TL, 2013 yılı için 148,01 TL ve 2014 yılı için 143,33 TL olmak üzere toplam 410,62 TL ecrimisil tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ecrimisil davasının fazlaya ilişkin isteminin reddine, davacı tarafın faiz talebi bulunmadığı görülmekle faize hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalılar vekili tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2015/17213 Esas ve 2016/3680 Karar sayılı ilamıyla, somut olayda bilirkişilerden elde edilen raporda zararın niteliği, kapsamı ve özellikle hangi önlemlerle giderilebileceğinin açıkça saptanmadığı, böyle bir raporun taraflar arasındaki çekişmeyi giderecek nitelikte olmadığı gibi hükme esas alınamayacağı, öte yandan yasal düzenlemeler gözetilerek müdahalenin önlenmesine yönelik alınacak önlemler belirlenerek infazı mümkün olacak biçimde hüküm kurulması gerektiğine işaret edilerek hüküm davalılar yararına bozulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde Mahkemece, davacı 01.03.2017 tarihinde dava konusu taşınmazı … isimli şahsa sattığı ve tapuda devretmiş olduğu tapu kayıtlarından anlaşılmakla davanın konusuz kalmasından dolayı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişme konusu taşınmazın dava açıldıktan sonra dava dışı üçüncü kişiye devredildiği kayden sabittir.
Bilindiği üzere, dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK’un l86. (HMK mad. 125.) maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu maddede, ” dava konusunun devri” kenar başlığı altında; ”davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece 6100 sayılı HMK’nin 125. maddesi gözetilerek işlem yapılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekeceği açıktır.
Hâl böyle olunca; çekişme konusu taşınmazın el değiştirmiş olması nedeniyle yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda Mahkemece davacı sıfatıyla yeni malike davanın ihbar edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalılar vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma gerekçesine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine
17.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.