YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/613
KARAR NO : 2019/2420
KARAR TARİHİ : 07.03.2019
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda … 2. İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı alacaklılar 01.03.2004 başlangıç tarihli yazılı kira akdi ve 27.07.2007 tarihli ek protokole (kira devir sözleşmesi) dayanarak 04.10.2016 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile aylık 38.800,00 TL’den 2016 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 07.11.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu tarafından 11.11.2016 tarihli itiraz dilekçesiyle, takibe konu edilen 2016 yılı Temmuz ayı kira bedelinin kiraya verenlerin banka hesaplarına eşit olarak ödendiğini, söz konusu taşınmazın taraflarınca … Tıp Merkezi Görüntüleme Ltd.Şti.ye kiraya verildiğini, bu işletmenin Özel … Tıp Merkezi olarak faaliyetine devam etmekte iken 667 sayılı KHK’nin 2/a maddesinde belirtilen ekli listede yer alması nedeni ile … Tıp Merkezi’nin kapatıldığını, yine 23.07.2016 tarihinde düzenlenen tespit tutanağı ile de mühürlendiğini, aradan geçen 3 aylık süre sonunda halen söz konusu tıp merkezinin açılmaması nedeniyle taraflarınca bu şirket ile olan kira sözleşmesinin feshedildiğini, yani mülkiyeti taraflarına ait olan binada alt kiracı olarak bulunan Özel … Tıp Merkezi’nin kapatılması süresince gerekli tüm itirazların yapılması ve gerekli yasal yollara başvurulduğu halde yine de binanın 23.07.2016 tarihinden bugüne kadar mühürlü olması nedeni ile kullanıma elverişli durumda olmadığı bilindiği halde kira bedeli talep edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle kira sözleşmesinin zaten 23.07.2016 tarihi itibariyle kendiliğinden yok hale geldiğini ileri sürerek takibe, borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklılar İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesinin, 10.01.2017 tarihli ve 2016/1163 Esas, 2017/47 Karar sayılı kararında, davalı kiracı şirketin 23.07.2016 tarihli 29779 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 667 sayılı KHK’nin 2/a maddesinde belirtilen ve kapatılmasına karar verilen kurumlardan olduğu 29 Ekim 2016 tarihli 29872 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 675 sayılı KHK’nin dava ve takip usulü başlıklı 16. maddesinin ikinci fıkrasında “20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum kuruluş özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek ve tüzel kişiler veya kapatılma veya resen terkin üzerine … Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17.08.2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesi gereğince dava ve takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir” hükümleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekilinin başvurusu İlk Derece Mahkemesinin 14.02.2017 tarihli ek kararıyla kesin karar olduğundan bahisle talebi reddedilmiş, bu karara karşı da davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin, 19.09.2017 tarihli ve 2017/951 E., 2017/1136 K sayılı kararıyla, davalı … Hiz. Ltd. Şti.’nin 667 Sayılı KHK uyarınca kapatılmasına karar verilen kurumlara ilişkin listede yer aldığı, mahkemece 675 Sayılı KHK’nin 16. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak kararın kesin olarak verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, kesin olarak verilen karara karşı davalının istinaf talebinin reddine dair 14/02/2017 tarihli ek kararı da usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin asıl ve ek karara karşı istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince 16.01.2018 tarihli ek kararı ile, hükmün 6100 sayılı Kanun’un 362. maddesi uyarınca kesin olması nedeni ile temyiz isteminin reddedilmesi üzerine davacı tarafça temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar da süresi içinde temyiz edilmiştir.
Davacı tarafın temyiz istemi, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kesin olarak verildiğinden bahisle reddedilmiş ise de, iş bu davada, kiralananın tahliyesi istenmiş olup miktar itibariyle temyiz yolu açık olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz isteminin reddine ilişkin 16.01.2018 tarihli ve 2017/951 Esas, 2017/1136 Karar sayılı ek kararın kaldırılmasına oy birliği ile karar verildi. İşin esasının incelenmesine geçildi;
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.
Takipte dayanılan ve karara esas alınan 01.03.2004 başlangıç tarihli 20 yıl süreli kira sözleşmesi ile 27.07.2007 tarihli ek protokol (kira devir sözleşmesi) konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Söz konusu kira sözleşmesine göre 3 katlı 18 daireli komple bina niteliğindeki taşınmazın kiraya veren … ve … tarafından kiracı….. Hizmetleri Ltd. Şti’ye kiraya verildiği anlaşılmaktadır. Dairemizce … Ticaret Sicil Müdürlüğünden davalı kiracı….. Hizmetleri ve Tic. Ltd. Şti.nin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında terkin edilip edilmediği sorulmuş olup, verilen cevapta ….. Hizmetleri ve Tic. Ltd. Şti’nin 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatılan şirketler arasında olmadığının tespit edildiği bildirilmiştir. Öte yandan 667 sayılı KHK incelendiğinde de, davalı kiracı….. Hizmetleri ve Tic. Ltd. Şti’nin kapatılan kurumlar içerisinde olmadığı listeye ve taraf beyanlarına göre kapatılan şirketin davalı kiracının alt kiracısı olan … Tıp Merkezi Görüntüleme … ve Hizmetleri Tic. Ltd. Şti. olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, mahkemece davanın esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacılar verilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 19.09.2017 tarihli esastan reddi içeren kararı ile Yerel Mahkemenin 14.02.2017 tarihli ek kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nin 373/1.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesinin 10.01.2017 tarihli kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk derece Mahkemesine kararın bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.