Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/60 E. 2021/2391 K. 17.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/60
KARAR NO : 2021/2391
KARAR TARİHİ : 17.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili; vekil edeni ve davalının dava konusu taşınmazlarda muristen intikal suretiyle paylı malik olduklarını ancak davalının vekil edeninin payına düşen kira bedelini ödemediğini bildirerek ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (iş yeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir.
Somut olayda her ne kadar Mahkemece intifadan men koşulunun eldeki davadan önce açılmış olan ortaklığın giderilmesi davası sonucunda gerçekleştiğinin kabulü ile davalı tarafın tanık dinletme yönündeki istemi reddedilmiş ise de; anılan Ankara 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/812 Esas sayılı ortaklığın giderilmesi dosyası incelendiğinde davanın eldeki davada davalı olan Saniye ve dava dışı olan diğer paydaşlarca açıldığı, eldeki davacının ortaklığın giderilmesi davasında davalı olarak yer aldığı görülmüştür.
Az yukarda açıklanan ilke ve dosya içeriğine göre; davacı tarafça açılmayan ortaklığın giderilmesi davası davacı yönünden intifadan men koşulunu gerçekleştirmeyeceğinden; Mahkemece dava ve davaya cevap dilekçelerinde tanık deliline dayanmış olan taraflara tanık listesi sunması için süre verildikten sonra intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun belirlenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde sonucu gidilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının (2) nolu bette açıklanan sebeplerle kabulüne, sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle reddi ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.