YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5893
KARAR NO : 2019/10990
KARAR TARİHİ : 05.12.2019
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İpali Ve Tescil
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Gaizantep 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.05.2018 tarihli ve 2015/508 Esas, 2018/271 Karar sayılı kararıyla davanın esastan reddine karar verilmiş olup, Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili, dahili davalı Hazine ve kayyım vekili, tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine Hazine vekilinin başvurusunun kabulüne şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı vekili, dahili davalı Hazine ve kayyım vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava konusu 4351 ada 250 parsel sayılı taşınmazın 6407/131762 hissesinin soyadı bilinmeyen … kızı … adına kayıtlı olduğunu, ancak taşınmazın 1964 yılından beri nizasız, fasılasız, malik sıfatıyla kendi zilyetliğinde bulunduğunu, davanın dayanağı olan TMK’nin 713/2 maddesinde geçen “…ölmüş…”sözcüğü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ise de iptal kararına kadarki süre içinde kazanılmış hakların korunduğunu, lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, anılan parseldeki … kızı … adına kayıtlı hisseye ait tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kayyım vekili, davalı Hazine vekili, davalı … vekili ile davalı … davanın reddini savunmuş, diğer davalılar beyanda bulunmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince kayıt malikinin bilinmeyen kişi olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı Hazine vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın davalı Hazine ve davalı … kızı … yönünden esastan reddine, diğer davalılar yönünden husumet nedeniyle karar verilmiş, anılan karar davacı vekili ile vekalet ücreti yönünden davalı Hazine ve davalı kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir (6100 Sayılı HMK mad.33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, TMK’nin 713/1 ve 713/2 maddesinde yazılı bulunan “ölüm” hukuki nedenine dayalı mülkiyet aktarımına yönelik tapu iptali ve tescil davasıdır.
Kural olarak, tapulu bir taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla iktisabı mümkün değildir. Ancak kanunun açıkça izin verdiği ayrık durumlarda tapulu bir taşınmazın tamamının veya belli bir payının koşulları oluştuğu takdirde olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılması mümkün olabilir. Kanunda düzenlenen ayrık hallerden biri de, TMK’nin 713/2. maddesidir.
Tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesine imkan tanıyan TMK’nin 713/2. fıkrasında yer alan üç halden biri olan “…ölmüş…” ibaresi , “Anayasa Mahkemesinin 17.03.2011 tarihli ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptal edilmişse de, Dairenin sapma göstermeyen uygulamalarında, Anayasa Mahkemesince yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.02.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu kabul edilmektedir.
Somut olayda, davacı tarafça TMK’nin 713/1 ve 713/2 maddesinde yazılı bulunan “ölüm” hukuki nedenine dayalı olarak tapu iptali ve tescil talep edildiği dikkate alınarak bu sebep yönünden taraf delilleri toplanarak, hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken, dayanılan hukuki nedende hataya düşülerek talebin aynı maddede düzenlenen “maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan” sebebine dayalı olduğundan bahisle değerlendirme yapılıp karar verilmesi doğru olmamıştır.
Kabule göre de; kural olarak, tapu iptali ve tescil davalarında, dava kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise, saptanacak mirasçılarına yöneltilerek açılır. TMK’nin 713/2. maddesi uyarınca açılan tapu iptali ve tescil davalarında, taraf teşkilinin yargılama sırasında yerine getirilmesi de mümkündür. Çünkü bu tür davalar kamu düzeni ağırlıklı davalar olup, bir bakıma re’sen araştırma ve inceleme ilkesine tabi bulunmaktadır. Davada taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında hüküm kurulamaz (HGK’nin 22.02.2012 tarihli ve 2011/8-763 Esas, 2012/85 sayılı kararı) TMK’nin 713/2. maddesinde belirtilen hukuki sebeplerden birine dayanılarak açılan davalarda, bu tür davaların niteliği ve özelliği gereği husumetin yargılama sırasında tamamlanması mümkün ise de, kayıt malikine kayyım atanmak suretiyle davanın yürütülmesi olanaklı değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin 373/2. maddesi uyarınca Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı Hazine ve davalı kayyım vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 05.12.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.