Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/5772 E. 2020/2437 K. 11.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5772
KARAR NO : 2020/2437
KARAR TARİHİ : 11.03.2020

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, haczedilen menkul malların müvekkiline ait otelin teferruatı niteliğinde olup, haczin hukuka aykırı olduğunu, trafo merkezinden müvekkiline ait otele elektrik sağlandığını, borçlu şirket ile alacaklının hileli şekilde müvekkili Bankayı taşınmazdan çıkarmaya çalıştıklarını iddia ederek, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, haczedilen malların borçluya ait olduğunun Gaziantep 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/820 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuyla tespit edildiğini, hacze konu trafonun otelin içinde dahi olmadığını, otel inşaat alanının dışında kalan ve mülkiyeti başkasına ait olan bir arazide olduğunu, otel içerisinde tüm demirbaşların tapuya işlendiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, 05.12.2017 havale tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda mahcuzların bütünleyici parça olduğu, asıl taşınmazdan farklı olarak haczinin mümkün olmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
İİK’nin “Takibin Durması ve Düşmesi” başlıklı 193. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında: “İflasın açılması, borçlu aleyhine haciz yoluyla yapılan takiplerle teminat gösterilmesine ilişkin takipleri durdurur. Kararın kesinleşmesi ile bu takipler düşer…” düzenlemesi yer almaktadır.
Diğer yandan istihkak davasında geçerli haczin bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında, Mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesi gerekir.
Sistem üzerinden yapılan incelemede takip borçlusu hakkında, Gaziantep 1.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 22/05/2014 tarihli ve 2010/504 Esas ve 2014/190 sayılı Karar ile verilen ve 25/02/2016 tarihinde kesinleşmiş iflas kararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlu şirket yönünden İİK’nin 193/2. maddesi uyarınca takibin düştüğünün kabulü gerekir. Mahkemece borçlu hakkında verilen iflas kararının kesinleşmesinden dolayı konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesine karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.