Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/5664 E. 2019/9615 K. 30.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5664
KARAR NO : 2019/9615
KARAR TARİHİ : 30.10.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün her iki taraf vekillerince tavzihi istenmesi üzerine Mahkemece tavzih istemlerinin kabulüne dair verilen 03.07.2019 tarihli ek karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Taraflar arasında mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı davasında bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, her iki taraf vekillerince hükmün tavzihinin istenmesi üzerine; Mahkemece 03.07.2019 tarihli ek karar ile tavzih istemleri kabul edilmiştir. Tavzih kararı, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nin 305. maddesinde tavzihin hangi şartlarda ve nasıl yapılacağı açıkça belirlenmiştir. Buna göre, hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Tavzih yolu ile hükmün değiştirilmesi değil yalnızca açıklanması imkanı vardır. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, mahkemece talep üzerine veya kendiliğinden tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. Hakim hükmü verdikten ve davadan elini çektinden sonra temyiz edilerek hüküm bozulmadıkça o davaya yeniden bakamayacak ve verilen hükmü değiştiremeyecektir. Tavzih kural olarak yalnızca hüküm fıkrasında olacak; hükmün gerekçesinin açıklanması için tavzih yoluna başvurulamayacaktır. Hakim; tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi hüküm verirken unutmuş olduğu vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez.
Somut olayda, Mahkemece hükümde unutulmuş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin tavzih suretiyle hükme eklenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Tavzih talebinin kabulüne dair verilen 03.07.2019 tarihli ek karar HMK 305/2. maddesine açıkça aykırı olup, Mahkemece tavzih istemlerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi hatalıdır.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davalı vekilinin tavzih kararına yönelik temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile tavzih kararının 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.