Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/5335 E. 2021/4492 K. 27.05.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/5335
KARAR NO : 2021/4492
KARAR TARİHİ : 27.05.2021

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 19.10.2017 tarihli ve 2015/723 Esas, 2017/870 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı alacaklı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılarak davanın reddine şeklinde hüküm kurulmuş olup, bu kez davacı üçüncü kişi vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili , 21.04.2015 tarihinde haczi yapılan menkullerin borçlu şirketten fatura ile satın alındığını, malları fabrikadan teslim almaya gittiklerinde işçilerin müvekkilini fabrika binasına sokmayarak malları teslim almasına cebren engel olduklarını, bu hususta Kazan Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduklarını, bedeli ödenen malların müvekkiline teslim edilmeden icra dosyasından muhafaza altına alındığını ileri sürerek, istihkak davasının kabulü ile davalı aleyhine tazminata karar verilmisini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, mahcuzların takip başlatıldıktan sonra muvazaalı olarak borçlu tarafından davacıya satıldığını ileri sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı borçlu vekili, borçlarını ödemek amacı ile hacizden önce kendileri ile aynı iş kolunda çalışan üçüncü kişi şirkete mahcuzları sattıklarını, her hangi bir muvazaalı işlem sözkonusu olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince, haciz konusu menkullerin borçlu tarafından üçüncü kişiye satıldığı, borçlu tarafından makinelerin bedeli karşılığında verilen çeklerin tahsil edildiği, dolayısıyla haciz konusu menkullerin haciz tarihi itibariyle malikinin davacı şirket olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı alacaklı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, haczin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı olan ve ödeme emrinin tebliğ edildiği adreste yapılmış olması nedeniyle mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile alacaklı yararına olduğu kabul edilerek ispat yükü altında olan üçüncü kişinin sunduğu 01/04/2015 tarihli faturanın takip tarihinden sonraki tarihli olduğu, mahcuzların ayırt edici özelliklerinin bulunmadığı gibi , fatura içeriğinin demirbaş niteliğinde 10 adet makine olduğu belirtilmiş, alacaklılardan mal kaçırma amacına yönelik örtülü ve danışıklı iş yeri devri amacıyla muvazaalı düzenlendiği kanaatiyle istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı üçüncü kişi vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dava konusu 21.04.2015 tarihli haciz borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiği ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapılmış olduğundan İİK’nin 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin borçlu lehine olduğunun kabulü isabetli olmuştur. Bununla birlikte ispat yükü üzerinde olan davacı üçüncü kişi şirketin ve borçlunun usulüne uygun tutulan defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporunda mahcuzlara ilişkin olarak sunulan 01.04.2015 tarihli fatura bedelinin davalı borçlu şirkete çekle ödendiği ve borçlu şirketin de aldığı çek ile kredi borcunu ödemiş olduğunun dolayısıyla aralarında gerçek bir satış ilişkisinin bulunduğunun anlaşılmış olması karşısında davacının karinenin aksini ispat ettiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmiş olması doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 27.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.