Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/516 E. 2021/2431 K. 17.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/516
KARAR NO : 2021/2431
KARAR TARİHİ : 17.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, tarafların kardeş olduğunu, … İli, … ilçesi, … mevkii Tekiralanı 254 parselinde kayıtlı bulunan taşınmazda hissedar olduklarını, davalının taşınmaz ile ilgili olarak … Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde ortaklığın giderilmesi davası açtığını, dosyanın halen derdest olduğunu, dava konusu taşınmaz üzerinde tarafların babalarından kalan bir ev olduğunu, vekil edeninin bu evin kendi kullanımında olan kısmına sonradan bir oda ve yöresel tabirle köşk diye tabir edebilecek bir bölüm ilave ettiğini, bunun dışında davacı tarafından yaptırılan ve halen tasarruf edilen dükkânlar bulunduğunu, taşınmazda vekil edeni tarafından dikilen ve bakım masrafları karşılanan 120 civarında 4 yaşında erik ağacı, 120 civarında 3 yaşında şeftali ağacı, 50 civarında 2 yaşında kiraz ağacı ve 150 civarında 7-8 yaşlarında elma ağacı mevcut olduğunu, vekil edeninin taşınmazda dikili bulanan ağaçların dolu ve diğer afetlerden korunması için tül çekmek üzere 5 dönüm civarında bir alana demir konstrüksiyon yaptırdığını, anılan muhdesatların müvekkiline ait olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde 1980 li yıllarda yaptırılan ve tarafların babalarının masrafını ödediğini eski bir taşınmaz mevcut olduğunu, daha sonra bu taşınmaz üzerine kahve olarak kullanılan bir işyeri ve dükkan olarak kullanılan iki dükkan daha yaptırıldığını, bu inşaatların masraflarının ve diğer giderlerinin davalı tarafından ödendiğini, daha sonraki süreçte de iki kardeş beraber oturdukları eve ek olarak da davacının kullanmakta olduğu evi yaptırdıklarını, davalının, her iki tarafın adına ortak kayıtlı bulunan arazilere hiçbir ücret almadan yıllarca baktığını, bunların bakımını, ilaçlamasını ve her türlü gideriyle kendisi ilgilendiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve kiraya verilen dükkanların bütün kira gelirini davacı tarafın aldığını, davalıya elden veya banka aracılığı ile ödenen hiç bir kira gelirinin bulunmadığını, davacının ender zamanlarda dava konusu taşınmaz ile ilgilendiğini, iddia edilen inşaatların yaptırıldığını ve mevcut ağaçlara ek ağaçlar diktirildiğini, ancak bunların bedelinin ya davalı tarafından ödendiğini ya da tarafların kendi aralarındaki ortaklığa ait masraflara eklenmek suretiyle ortak giderlere yazıldığını, bu ortak giderlerin aylık dönemlerde mahsuplaşmak suretiyle ödendiğini, tarafların kısa bir süre önce birbirlerine tapu devri yapmak suretiyle sonlandırdığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, inşaat bilirkişisinin 07.03.2016 tarihli ek raporu ile tespit edilen yapılarının davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine, davacının ağaçlara ilişkin talebinin reddine ilişkin verilen kararın, taraflar adına kayıtlı 254 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan demir konstrüksiyon ve dükkanların da davacı tarafından meydana getirildiğinin ileri sürüldüğü, bu itibarla davacının anılan parsel üzerinde bulunan demir konstrüksiyon ile dosya içerisindeki 10.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda “A” ile belirtilen yapının 1. katının tespitini de istediği, ancak söz konusu muhdesatlar hakkında Mahkemece olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmadığı gerekçesiyle Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2016/16214 Esas, 2016/15894 Karar sayılı kararı ile bozulması üzerine mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muhdesat tespiti istemine ilişkindir.
Davalı, … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/286 Esas sayılı dosyası ile açtığı ortaklığın giderilmesine ilişkin davadan feragat etmiş olsa da, davacı yanın temyiz dilekçesi ekinde sunduğu … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/286 Esas sayılı dosyasının 03.07.2018 tarihli duruşma zaptından da anlaşılacağı üzere davacı tarafın davalının feragatine rağmen davayı takip ettiklerini mahkemeye bildirdikleri, mahkemece davaya devam edildiği ve iş bu temyize konu muhdesatının aidiyeti dosyasının bekletici mesele yapıldığı ve davanın derdest olduğu ve bu nedenle de hukuki yararın mevcut bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle Mahkemece ortaklığın giderilmesi davası sonucunun araştırılarak ve dosyanın getirtilerek derdest olup olmadığının tespiti yapılmadan ve ortaklığın giderilmesi davalarının iki taraflı davalar olduğu da gözetilmeksizin, yazılı şekilde ortaklığın giderilmesi davasında davalının davadan feragat etmiş olduğu gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2021 oy birliğiyle karar verildi.