Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/4824 E. 2019/9513 K. 24.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4824
KARAR NO : 2019/9513
KARAR TARİHİ : 24.10.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili dava dilekçesinde, evlilik birliği içinde davalı eşi … ile ortak birikimleri ile edindiği 760 ada 2 parselde bulunan 13 numaralı bağımsız bölümü davalı …’ın mal kaçırmak amacıyla diğer davalı … Şahabat’a devrettiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiş; 04.11.2011 tarihli ıslah dilekçesinde, davalı … aleyhine açtıkları davayı katkı payı alacağı davası olarak, kayıt maliki ….’a karşı açtıkları davayı ise muvazaalı devir işleminden kaynaklanan tazminat davası olarak ıslah ettiklerini açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 32.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar … ve E… vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 16.930,00 TL katkı payı alacağının davalılardan müteselsilen ve müştereken alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a. Davacı taraf dava dilekçesinde davalı … Şahabat aleyhine muvazaalı devir nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, 04.11.2011 tarihli dilekçede ise, davalı … Şahabat aleyhine açtıkları davayı, muvazaalı devir işleminden dolayı tazminat davası olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacının, dava konusu taşınmazın tapu kayıt maliki olan E… ile ilgili bu talebi, dosya içeriğinden de anlaşıldığı üzere; taşınmazın muvazaalı devrinden kaynaklanan tazminat isteğine dayanmaktadır. Öyleyse, bu belirlemeye göre istek, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine dair 4787 sayılı Kanun’un 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden değildir. İstek yönünden genel mahkemeler görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Mahkemece, bu talebin tefrik edilerek görev yönünden reddine, bu istekle ilgili davanın görevli ve yetkili genel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir.
b.Kabule göre de, dava kısmen kabul edildiği halde yargılama giderlerinin kabul ve ret oranına göre taraflara yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde sadece davalı tarafa yükletilmesi doğru olmamıştır.
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Yemin; bir tarafın mahkeme önünde belirli bir vakıanın doğruluğu konusunda yasanın öngördüğü şekilde yaptığı beyandır. İspat yükü altında bulunan taraf delil listesinde bulunması koşuluyla uyuşmazlığı çözüme bağlayıcı bir vakıa hakkında hasmına yemin teklifinde bulunabilir. (HMK mad. 225 vd.).
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Mahkemece, yazılı şekilde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamaktadır. Davacı vekili 04.11.2011 tarihli davanın ıslahına ilişkin dilekçesinde yemin deliline açıkça dayanmıştır (HMK mad. 119/e-f). Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36. maddesine göre, herkes meşru vasıta ve yollarla mahkemelerde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Yine TMK’nin 6. maddesine göre iddia eden iddiasını ispatla mükelleftir. Davacının iddiasının ispatı bakımından yemin deliline dayandığı ve yemin hakkının mahkemece hatırlatılmamış olması temyiz konusu yapıldığına göre, öncelikle davacı tarafa yemin teklif hakkı bulunduğu hatırlatılarak yemin teklifi hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, kullanmak istediği takdirde usulüne uygun bir biçimde davalının 6100 sayılı HMK’nin 228 ve devamı maddeleri gereğince davet edilip yeminli beyana başvurulması, toplanmış ve toplanacak delillere göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalılar vekilinin, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 24.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.