Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/4656 E. 2019/7605 K. 17.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4656
KARAR NO : 2019/7605
KARAR TARİHİ : 17.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, muris adına kayıtlı 144 ada 194, 222 ada 2, 3 ve 15, 364 ada 3, 372 ada 20, 387 ada 29 ve 60, 488 ada 49, 1066, 26 ada 8 parsel sayılı taşınmazlarda davalıya miras bırakandan kalacak hisselerin devri için 280.000 Euro para ödendiğini, davalının bedelini aldığı taşınmazlardaki hisselerinden 13.03.2011 tarihli mirastan feragat sözleşmesi ile feragat ederek müvekkili lehine tapuda ferağ vermeyi taahhüt ettiğini, davalıya …Noterliğinin 04.07.2012 tarihli ve 6491 Yevmiye numaralı ihtarname ile mirastan feragat sözleşmesine istinaden söz konusu taşınmazlardaki hisselerine dair tapuda ferağ vermesi gerektiği hususunun ihtar edilmesine rağmen devrin yapılmadığını, aksine dava konusu taşınmazlara yönelik …Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/373 Esas sayılı dosyası ile izaleyi şuyuu davasının ikame edildiğini belirterek söz konusu gayrimenkullere ilişkin davalının hisselerine ait tapuların iptali ile müvekkil adına tesciline, aksi halde 280.000 Euro tazminatın karar tarihinde Merkez Bankasının en yüksek döviz kuru üzerinden hesaplanarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yetkisiz mahkemede dava açıldığını ve 13.03.2011 tarihli mirastan feragat sözleşmesinin hukuken hiçbir geçerliliği olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava TMK’nin 528. maddesinde düzenlenen mirastan feragat sözleşmesi olarak değerlendirilmek suretiyle, “..mirastan feragat sözleşmesi Türk Medeni Kanunu’nun 528. maddesi gereğince şekil şartını taşımadığından, davacı tanıklarının sözleşmenin imzalandığı esnada tarafların yanlarında bulunmadıklarından ve görgüye dayalı beyanları olmadığından davalı tanıklarının da davalının bu şekilde bir sözleşmeyi imzalama iradesinin olmadığını, sözleşmede belirlenen parayı almadığı yönündeki beyanları nedeniyle, tanık beyanları ile de ispat edilemediğinden, davalının sosyal ekonomik durum tespiti de mal varlığında artı olmadığı yönünde olduğundan mahkememizce geçerli kabul edilmemiştir..” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Tüm dosya içeriği ve toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazların 05.04.1983 ile 18.11.1992 tarihleri arası bir kısmının tesis kadastrosu, bir kısmının ise satış ve ifraz işlemleri ile (tam veya paydaş şekilde) muris … adına tescil edildiği (ve halen muris adına olup mirasçılarına intikal etmediği, muris Faik Birkanoğlu’nun 10/03/2009 tarihinde vefat ettiği, davacı ile davalı arasında yapılan 13.03.2011 tarihli (adi yazılı) “Mirastan Feragat Sözleşmesi” başlıklı belge ile davalının muristen kalan taşınmazlar hakkında 280.000 Euro karşılığında taşınmazlar ile ilgili tüm miras paylarından feragat ettiği ve davacı lehine feragatta bulunduğu anlaşılmaktadır.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekli, davaya dayanak olarak sunulan sözleşmenin içeriğinde yer alan açıklamalara ve sözleşmenin düzenleme tarihi itibarı ile ölmüş olan ortak muris Akif oğlu Faik Birkanoğlu‘nun terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğuna göre, dava, miras payının devri sözleşmesine dayalı, TMK’nin 677. maddesi uyarınca açılan pay iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır (TMK mad. 677/1). Mirasçılar arasındaki devirler için söz konusu olan bu yazılı şeklin adi yazılı olarak yapılması yeterlidir.
Dava, TMK’nin 677. maddesi uyarınca açılan pay iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğuna göre, taraf delillerinin usule uygun olarak toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hukuki nitelendirme yanlış yapılmak suretiyle yazılı gerekçeyle red kararı verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, usul ve yasaya uygun düşmeyen Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 17.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.