Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/4619 E. 2019/10525 K. 26.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4619
KARAR NO : 2019/10525
KARAR TARİHİ : 26.11.2019

DAVA TÜRÜ : İstihkak
MAHKEMESİ : Adana 4. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olup, Mahkeme hükmüne karşı davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine … Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, bu kez hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davacı üçüncü kişi vekili tarafından istenmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.11.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı üçüncü kişi vekili geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi, gereği düşünüldü :
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, borçlu ile müvekkilinin 04.08.2014 tarihinde taşeronluk sözleşmeleri akdetmiş olduğunu, 04/08/2014 tarihli alacağın devri sözleşmeleri ile hakedişlerin bir kısmının teminaten müvekkiline devredildiğini, müvekkilin, söz konusu yapım işi kapsamında, dava dışı şirket ile “Hava Soğutmalı VRF Sistemi Projelendirme, VRF, Havalandırma Sistemi Mühendislik Hizmetleri Yapım ve Satış Sözleşmesi” akdetmiş olup haczedilen malların bu sözleşme gereğince imal edilip müvekkiline teslim edildiğini, bu sözleşmeye ilişkin ödemenin yapıldığını, haczedilen menkul malların müvekkiline ait olduğunu , davanın kabulü ile haczin kaldırılmasını ve tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, üçüncü kişinin haciz mahallinde resmi bir sıfatı olmadığını, alacağın ödenmesini engellemek amacıyla hakediş devri yapıldığını, üçüncü kişi şirket tarafından yapılan 12.000,00 TL ödemenin de muvazaa göstergesi olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, ilk kararda davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş, Gazinantep Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 15.02.2018 tarihli ve 2017/2100 Esas, 2018/365 karar sayılı kararı ile; delil olarak sunulan faturalarla ilgili değerlendirme yapılması gerektiğinden bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre önceki kararla bağlı kalmaksızın yeniden hüküm kurulması için HMK’nin 353/1-a-6 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine karar verilmişti. İlk Derece Mahkemesince, haciz mahalli girişinde bulunan tabelada yüklenici firma adı olarak borçlu şirketin isminin yazılı olduğu, mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, davacı üçüncü kişi şirket tarafından sunulan faturaların haczedilen mahcuzlara ait olduğuna ilişkin üzerlerinde bir açıklama olmayıp misli mal niteliğinde olduğu, taşeronluk sözleşmesinin davacının ticari defterinde kaydı olmadığı, haciz sırasında davacı şirketin borca mahsuben toplam 12.000,00 TL ödeme yapmasının hayatın olağan akışına ters olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı üçüncü kişi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarihli ve 2018/ 2563 Esas, 2019/ 1313 Karar sayılı kararı ile; davacı şirket ile borçlu şirketin alacaklılardan mal kaçırmak maksadıyla muvazaalı hareket ettiklerinden bahisle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Davacının hacze konu menkullerle ilgili olarak dava dışı şirketle Havalandırma Sistemi Mühendislik Hizmetleri Yapım ve Satış Sözleşmesi yaptığına, bu sözleşme uyarınca hacze konu menkullerin imal edilip üretilerek teslim edildiğine dair beyanları ve buna ilişkin fatura ve ödeme makbuzları ile dosya kapsamında yer alan Adana Atletizm Pisti yapım işine ilişkin sözleşme gereğince takılan klimaların seri numaraları, markaları ve hangi tarihte monte edildiklerine dair araştırma istemli olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Genel Müdürlüğü Tesisler Dairesi Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen 02.11.2016 havale tarihli cevabi yazının bilirkişilerce incelenmediği, yine bilirkişi raporunda hakedişlere yönelik değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenlerle, hükme dayanak alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli görülmemiştir. Mahkemece yeniden uzman makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması, borçlu ve üçüncü kişinin defterleri getirtilerek ( açılış ve kapanış tasdiki olup olmadığının kontorolü ile) dosya içerisinde bulunan üçüncü kişi ile borçlu arasındaki tüm sözleşmeler, davacı üçüncü kişinin dava dışı … Mekanik Şti. A.Ş ile hacze konu menkullere ilişkin dava dışı şirketle yaptığını iddia ettiği sözleşme ve buna ilişkin fatura, ödeme makbuzları ile hakediş raporları ve ödeme kayıtları ile taraf delilleri ve belgeleri dikkate alınmak suretiyle, hacze konu mahcuzlarla davacı tarafından sunulan faturaların uyumlu olup olmadığı, hacze konu mahcuzların davacının dava dışı şirket ile yaptığı sözleşme kapsamında imal edilen menkuller olup olmadığı, Spor Müdürlüğü tarafından borçluya ödenen hakediş ile borçlunun taşeronluk sözleşmesi gereği ödediği bedel ve yine alacağın devri sözleşmesi gereğince borçluya ödenmesi gerektiği halde borçlunun atlanılarak üçüncü kişiye ödenilen hakediş bedeli olup olmadığının kayıtlardan araştırılması, hakediş ödemelerine göre hacze konu menkullerin mülkiyetinin kimde olduğunun belirlenmesi konusunda ayrıntılı, gerekçeli, hükme dayanak oluşturmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli bir bilirkişi raporu düzenlenmesinin sağlanması, sunulacak raporun dava dosyasında bulunan tüm delillerle birlikte değerlendirilerek, gerçekleşecek sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün, bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nin 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 2.037,00 TL avukatlık ücretinin davalı vekilinden alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacı vekiline verilmesine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 26.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.