Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/4433 E. 2019/10244 K. 12.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4433
KARAR NO : 2019/10244
KARAR TARİHİ : 12.11.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili ve davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı üçüncü kişi vekili, haczedilen malların müvekkiline ait olduğunu, faturalarının dosyaya sunulduğunu, makinelerin müvekkiline iadesini, istihkak iddialarının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, üçüncü kişi şirketin borçlu şirketin devamı olduğunu, davacı ve borçlu şirketin ortaklarının aynı olduğunu bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı şirketin defterlerinde mahcuzlara ilişkin olduğu iddiasıyla sunulan faturaların kayıtlı olduğu ve faturaların hacizden önce düzenlenmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı alacaklı ve davacı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dava konusu haciz 19.7.2010 tarihinde, “… Mahallesi No:20 … ” adresinde yapılmıştır. Borçlu şirket haciz adresindeki şubesini 06.03.2009 tarihinde kapatmış olmasına rağmen 08.03.2009 tarihinde haciz adresinde yapılan yoklama uyarınca hala faaliyette olduğu tespit edilmiştir. Haciz sırasında üçüncü kişi çalışanı … hazır bulunmuş, haciz adresine ilişkin belge ibraz etmemiştir. Yargılama sırasında haciz adresine ilişkin sunulan adi yazılı kira sözleşmesi her zaman düzenlenebileceğinden üçüncü kişi lehine yorumlanamaz. Üçüncü kişinin resmi olarak haciz adresinde hiç bulunmadığı ticaret sicil kayıtları ile de sabittir. Buna göre, İİK’nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğunun kabulü gerekir. Bu yasal karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı ayırt edici özelliği bulunmayan ağ dikiş makineleri ve çok miktarda ağdan oluşan mahcuzlara ilişkin fatura ve fatura bedelinin ödendiğine dair dekont ibraz etmiş, Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da sunulan faturaların defterlerde kayıtlı olduğu tespit edilmiş olsa da incelenen defterlerin kapanış tasdikleri bulunmadığından HMK’nin 222/2. maddesi uyarınca sahibi lehine delil olma özelliği bulunmamaktadır. Takibe dayanak çek 08.01.2009 tarihli olmakla beraber uygulamada ödeme aracı olarak kullanıldığından ileri tarihli düzenlenmiş olması mümkündür. Üçüncü kişi şirket ise borçlu şirketin iki ortağı … … aynı faaliyet alanında çalışmak üzere henüz borçlu şirkette ortaklıkları devam ederken 02.12.2008 tarihinde kurulmuştur. Borçlu şirket çalışanlarının bir kısmının üçüncü kişi şirkette çalışmaya başladığı SGK kayıtlarıyla sabittir. Borçlu şirket haciz adresindeki şubesini borcun doğumundan sonra 06.03.2009 tarihinde kapatmış, kayden görünmemekle birlikte üçüncü kişi adreste faaliyete başlamıştır. 30.07.2009 tarihinde aynı adreste yapılan hacizde borçlunun eski çalışanı olan Dilek Bengü hacizde hazır bulunmuş, borçluya ait eşyaları haciz memuruna göstermiştir. Başka bir alacaklı tarafından yapılan takipte yine aynı kişinin borçlunun haciz mahallinden eşya almadan ayrıldığına ilişkin beyanına haciz zaptında yer verilmiştir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2. Bozma neden ve şekline göre davacı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nomaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366 ve HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 12.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.