YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4371
KARAR NO : 2019/8438
KARAR TARİHİ : 02.10.2019
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 18/03/2019 tarihli ve 2017/8766 Esas, 2019/2811 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacılar vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, davacıların %90 özürlü çocukları … seksen yaşındaki babaannesi …’nin çocuğun bakımının daha iyi yapılabilmesi gayesi ile evlat edindiği, ancak amacın da gerçekleşmediği ileri sürülerek evlatlık ilişkisinin kaldırılması istenmiş; Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın reddine dair verilen kararın, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.03.2019 tarihli ve 2017/8766 Esas, 2019/2811 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş, davacılar vekili tarafından onama ilamının düzeltilmesi istenildiğinden dosya yeniden incelenmiştir.
Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 317 ve 318.maddeleri kapsamında evlatlık ilişkisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu; Yargıtay ilamı davacılar vekili Av. …’e 10.04.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, Av. … tarafından 23.05.2019 tarihli dilekçe ile davacılar tarafından azledildiğine ilişkin 06.04.2018 noter tarihli azilname dosyaya sunularak Yargıtay ilamının davacı asillere tebliğ edilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, Yargıtay ilamı dosyaya sunulan vekaletnameye istinaden Av. …’a 02.06.2019 tarihinde tebliğ edilmiş ve onama ilamına karşı adı geçen davacılar vekili tarafından tebliğ tarihinden önce 08.05.2019 tarihinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 81. maddesi gereğince, vekilin azil ve istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. Başka deyişle, bir taraf, vekilini azletmiş ve bunu vekiline bildirmiş olsa bile bu azil, mahkemeye ve karşı tarafa bildirilmedikçe, mahkeme ve karşı taraf hakkında hüküm ifade etmeyecektir. Bu halde, vekilin azli mahkemeye ulaşıncaya ve karşı tarafa bildirilinceye kadar mahkeme ve karşı taraf, azledilmiş olan vekile karşı usul işlemlerini yapmaya devam eder. Dolayısıyla tebligatlar da aslında azledilmiş olan vekile yapılır ve bu tebligat ile süreler işlemeye başlar.
6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’un 440/I hükmüne göre Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme isteği tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde mümkündür. Açıklanan nedenlerle davacılar yönünden karar düzeltme süresinin Av. …’e yapılan 10.04.2019 tebligat tarihinde işlemeye başladığı, yani karar düzeltme süresi geçtikten sonra dosyaya sunulan azilnamenin dosyaya sunulduğu tarihten öncesine etkisi olmadığı, ikinci defa yapılan tebligat ile sürenin tekrar başlamayacağı, ilk yapılan tebligat tarihinden itibaren işleyen 15 günlük karar düzeltme süresinin 25.04.2019 tarihinde dolduğu, Av. …’ın 08.05.2019 tarihli karar düzeltme dilekçesinin kanunda belirlenen süreden sonra olduğu anlaşılmakla karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 440/I. maddesi uyarınca SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 02.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.