Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/4220 E. 2019/8114 K. 25.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4220
KARAR NO : 2019/8114
KARAR TARİHİ : 25.09.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı … vekili; dava konusu 4372 parsel sayılı taşınmaz tapuda vekil edeni adına kayıtlı iken.. Belediyesi tarafından 2005 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda 4334, 1876 ada 1 ve 1876 ada 2 parsel olmak üzere üçe bölündüğünü, 4334 parselin 206,014 m2 bölümünün kadastro parseli olarak imar uygulamasına dahil edilmediğini, 1876 ada 2 parselin 173,217 m2 bölümünün…Belediyesi adına, 515 m2 bölümünün… Belediyesi adına, 21.389 m2 bölümünün ise Hazine adına tapuda tescil edildiğini, dava konusu 4372 kadastro parselinin imar uygulaması sonucu geriye kalan 129,838 m2 bölümünün ise kamuya terk edilerek Celal Bayar Parkı yapıldığını, bu alanın… Belediyesince kanuna aykırı bir şekilde davalıya kiraya verildiğini,… Belediye Başkanlığının 14/03/2005 tarihli ve 23 sayılı Encümen Kararının iptali için…İdari Mahkemesine dava açtıklarını, davalı …’e de 28/05/2007 tarihinde… Belediyesinden kiralamış olduğu yerde işgaline son vermesi için ihtar çektiklerini, ancak davalının mülkiyeti davacı Belediyeye ait taşınmaza haksız ve hukuka aykırı olarak el atmaya devam ettiğini belirterek, davalının taşınmaza el atmasının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilince, davalılar aleyhine davaya konu olan taşınmazın haksız işgaline karşılık 20.000 TL ecrimisil ödenmesi talebi ile açılmış olan…1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/12 Esas sayılı dosyası, 27.10.2011 tarihinde eldeki dosya ile birleştirilmiştir. Davacı vekili 08.02.2012 tarihinde ecrimisile ilişkin talebini 48.808 TL olarak güncellemiştir. Davalılardan… Belediyesine yönelik davanın 27.11.2014 tarihinde eldeki dosyadan tefrikine karar verilmekle, dava ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
Davalı vekili, dava konusu taşınmazın tapuda davacı adına kayıtlı olmadığını, davacının el atmanın önlenmesini isteyemeyeceğini, davalının… Belediyesi ile 15/08/2005 tarihinde 10 yıllık kira sözleşmesi yaptığını, kullanımının sözleşmeye dayandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece 02.10.2012 tarihli ve 2007/204 Esas, 2012/330 Karar sayılı ilk kararında asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 19.03.2014 tarihli ve 2013/15582 Esas, 2014/5979 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kabulüne ilişkin temyiz itirazları reddedilmiş, birleşen davanın kabulüne ilişkin temyiz itirazları ise ecrimisile konu olan bölümün hangi imar parselinin kapsamında kaldığının anlaşılamadığı belirtilerek karar bu yönden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, asıl dava konusunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen 2009/12 Esas sayılı dava dosyasında davacının ecrimisil talebinin reddine, karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemenin 02.10.2012 tarihli, 2007/204 Esas ve 2012/330 Karar sayılı kararı ile ecrimisil talebinin kabulüne, 48.808 TL ecrimisilin davalılardan tahsil edilmesine karar verilmiş, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 2013/15582, Esas 2014/5979 Karar sayılı ilamı ile “… mahkemece yapılan keşif sonucu bilirkişiden alınan rapor ve krokiden, ecrimisile konu olan bölümün hangi imar parselinin kapsamında kaldığı anlaşılamamaktadır. O halde, Mahkemece yeniden keşif yapılarak kadastral ve imar parsellerinin sınırları çakıştırılarak çekişme konusu bölümün hangi imar parseli kapsamında kaldığının denetime olanak verecek şekilde krokide gösterilmesi, imar parsellerinin mülkiyet durumu da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı…” gerekçesi ile ilk karar bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılamada bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir.
Şöyle ki, bozma ilamında, “Mahkemece yeniden keşif yapılarak kadastral ve imar parsellerinin sınırları çakıştırılarak çekişme konusu bölümün hangi imar parseli kapsamında kaldığının denetime olanak verecek şekilde krokide gösterilmesi, imar parsellerinin mülkiyet durumu da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gerektiği belirtildiği halde, 05.11.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (B) ile gösterilen 15.884,30 m2 bölümün “ imarın 1876 ada 3 parselde ve…Belediyesi adına kayıtlı olan eski 4372 nolu kadastro parselinde kaldığı” yazılı olup rapor ekinde bulunan krokide (B) harfi ile gösterilen bölümün hangi imar parseli içerisinde kaldığı anlaşılamamaktadır. Uyulan bozma ilamı doğrultusunda Mahkemece dava konusu taşınmazın hangi imar parseli kapsamında kaldığının denetime olanak verecek şekilde krokide gösterilmesi, imar parsellerinin mülkiyet durumu da gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın tamamının 1876 ada 3 parsel sayılı taşınmazda kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yukarıda belirtilen temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 25.09.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.