Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/421 E. 2019/3859 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/421
KARAR NO : 2019/3859
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : … vs.
DAVALILAR : … vs.
DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı, maliki olduğu 116, 117 ve 119 parsel sayılı taşınmazlara davalıların ark açmak ve kazı yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek elatmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, komşu parsel malikleri olarak yıllardır bahçelerine su götürmek amacıyla davacıya ait taşınmazın içerisinden geçen arkın kullanıldığını, 3091 sayılı Yasa kapsamında kaymakamlığa yaptıkları şikayetin kabul edildiğini, taşınmazın içerisinden geçen dere yatağının kadastro paftasına işlendiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 116 ve 119 parsel sayılı taşınmazlara davalıların elatmalarının önlenmesine, 117 parsel sayılı taşınmaza yönelik talebin ise reddine dair verilen karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesince “… mahkemece yapılan uygulama sonucu elde edilen fen bilirkişisinin gerek 04/11/2011 tarihli, gerekse 15/04/2013 havale tarihli krokili raporlarında, davalıların davacıya ait 119 parsel sayılı taşınmazda sulama arkı açmak suretiyle müdahale ettikleri belirlendiği ve müdahaleye konu sulama arkı (A) harfi ile 1232 m² olarak gösterildiği halde hüküm yerinde müdahale edilen bölüme yer verilmeksizin başka bir deyişle 6100 sayılı HMK’nin 297/2 maddeleri gözardı edilerek uyuşmazlığı çözecek nitelikte bir karar verilmemesi doğru olmadığı gibi kabule göre de reddedilen bölüm bakımından dava dilekçesinde gösterilen ve harçlandırılan değer üzerinden, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücreti taktir edilmemesi de isabetsizdir …” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda müdahalenin haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 116 ve 119 parsel sayılı taşınmazlarda “A” harfi ile işaretli alana davalıların elatmasının önlenmesine dair verilen karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı, 21.05.2009 tarihli dava dilekçesi ile 116, 117 ve 119 parsel sayılı taşınmazlarda davalıların kazı yapmak suretiyle gerçekleştirdikleri elatmalarının önlenmesine karar verilmesini istemiş, Mahkemece, 16.12.2014 günlü nihai karar ile davanın kabulüne, 116 ve 117 parsel sayılı taşınmazlarda krokide “A” ile işaretli alana davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmiştir.
Ne var ki, dava dilekçesinde yer alan 119 parsel sayılı taşınmazla ilgili talep için herhangi bir karar verilmiş değildir.
Hal böyle olunca; çekişmeli taşınmazlardan olan 119 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarakda usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalıların sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenle davalıların temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.