Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/4076 E. 2019/7642 K. 17.09.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4076
KARAR NO : 2019/7642
KARAR TARİHİ : 17.09.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın bozma sonrası yapılan yargılaması neticesinde asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı asıl, duruşmasız olarak davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 12.03.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı … geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı … vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde davalı adına edinilen meskene ilişkin olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 15.000,00 TL’nin tahsilini, bozmadan sonra birleşen … 6. Aile Mahkemesi 2013/910 esas ve 2016/940 karar sayılı ek dava dosyasında aynı mesken yönünden fazlaya dair haklarını saklı tutarak 60.000,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiştir. Harcını yatırmak suretiyle sundukları 28.12.2016 tarihli dilekçeyle davacı vekili bilirkişi raporunda davacının toplam alacağının 123.607,37 TL olarak belirlendiğini, kök davada talep ettikleri 15.000,00 TL’yi karar sonrası tahsil ettiklerini, bu miktar toplam alacaktan düşüldüğünde bakiye kalan alacağın 108.607,237 TL olduğunu, kök davada yatırdıkları 15.000,00 TL ve birleşen ek davada yatırdıkları 60.000,00 TL gözetilerek eksik kalan 33.607,37 TL alacağın harcını yatırmak suretiyle talep arttırmıştır.
Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, verilen ilk kararda toplanan tüm deliller, tanık beyanları ve bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu meskenin davalı tarafından 2008 yılında edinildiği, tarafların 1995 yılında evlendikleri, 2010 yılında boşanma davasının açıldığı, taşınmazın 2002 yılından sonra edinildiği, boşanma yönünden kararın 02/11/2012 tarihinde kesinleştiği, davanın katılma alacağına yönelik olmakla eşlerin gelir ve kazanç durumunun önem taşımadığı ve davacının dava konusu taşınmazın keşfen saptanan değerinin yarısı oranında katılma alacağı olduğu, dolayısıyla davasının haklı olduğu görüldüğü ancak talep 15.000,00 TL olup, davacı tarafından ıslah yapılmadığı görülmekle, taleple bağlı kalınarak 15.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme sonucu Dairenin 2014/4205 Esas, 2015/12685 Karar sayılı ilamı ile dava konusu mesken alımında davalı adına kullanılan kredinin bir kısım ödemelerinin mal rejimi sona erdikten sonraki döneme isabet ettiğine, borç gözetilmeden doğrudan meskenin değerinin yarısının davacının katılma alacağı kabul edilmesinin hatalı olduğuna ve Daire uygulamasına uygun şekilde hesaplama yapılması gerektiğine işaret edilerek hüküm bozulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde Mahkemece, davacı tarafın gerek ıslah dilekçesinde, gerekse son oturumda ilk karardan sonra davalıdan 15.000,00 TL aldıklarını, kalan kısım üzerinden karar verilmesini talep ettikleri gerekçesiyle konusuz kalan asıl dava ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, birleşen ek davada ise davanın kabulü ile 93.607,37 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davacı vekilinin tüm ve davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava hakkında verilen kararın yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulduğu, Yerel Mahkemenin Daire bozmasına uymakla beraber bozmanın gereğini tam yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Şöyle ki, hüküm, konut kredisi borcu dikkate alınıp katılma alacağı hesaplanması gerektiğine işaret edilerek bozulmuştur. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, mesken satın alınırken davalı adına 37.000,00 TL konut kredisi çekilmiş olup, 60 ay vadeli kredinin toplam 34 taksidinin mal rejimi sona erdikten sonraki döneme isabet ettiği sabittir. Mahkemece, hükme esas alınan raporda ise 34 adet taksit yerine ödeme belgelerinde yazan isimlere istinaden sadece 9 adet taksit üzerinden ve Daire uygulamasına uygun düşmeyen şekilde, oranlama yapılmaksızın denkleştirme yapılması hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş, mesken alımında kullanılan 37.000,00 TL kredinin 34/60’ına karşılık gelen meblağ bulunarak davalının kişisel malı olduğunun kabulü ile bu meblağın mesken alım bedeli olan 100.000,00 TL içindeki oransal karşılığının bulunması, bu oranın meskenin tasfiye tarihindeki değeriyle çarpımı sonucunda ise davalı lehine denkleştirilecek miktarın tespit edilmesi, ulaşılacak sonuç doğrultusunda denkleştirilecek miktarın, tasfiye tarihi itibariyle meskenin değerinden düşümü ile artık değerin belirlenmesi ve bu değerin yarısı üzerinden davacının katılma alacağının hesaplanması olmalıdır.
Mahkemece, izah edilen eksiklik ve hatalar giderilip oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere açıklanan yönden davalı taraf lehine hüküm bozulmuştur.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalının yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin tüm ve davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine,taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, davacı yönünden 44,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.