YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/4050
KARAR NO : 2021/4698
KARAR TARİHİ : 02.06.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar … … tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili; Kozağzı Mahallesi’nde bulunan 102 ada 14 parsel, 104 ada 1 parsel, Merkez Düz Mahallede bulunan 1322 ada 5 nolu parsel olarak tapuda kayıtlı bulunan taşınmazın murislerinden kaldığını ancak davalılar tarafından kullanıldığını, kira geliri elde edildiğini, dava konusu taşınmazlardan 102 ada 14 parsel nolu taşınmaz ile ilgili olarak Perşembe Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/140 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davasının görüldüğünü, mahkemece 31.12.2000 tarihli ve 2000/426 Karar sayılı kararı ile ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verildiğini, müvekkilinin tüm bu taşınmazlarda ise 1/5 pay sahibi olduğunu, dava konusu taşınmazlardan müvekkilinin payına düşen toplam 100.800 TL ecrimisilin her ayın sonundan itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ın 30.04.2013 tarihli celsede, dava konusu parsellere ilişkin olarak babası olan …’ın aldığını, kendisinin kiracıları tanımadığını beyan ettiği görülmüştür.
Davalı …’ın 30.04.2013 tarihli celsede, 2011 tarihinde önceki döneme ait olan kira gelirlerinin hepsini davacıya verdiğini, almadıklarına ilişkin olarak yemin etmeleri yönünde teklifte bulunduğu görülmüştür.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalılar … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, paydaşlar arası ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hemen belirtilmelidir ki, dava konusu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren ya da (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, el atmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Somut olaya gelince; dava konusu Kozağzı Mahallesi’nde bulunan 102 ada 14 parsel, 104 ada 1 parsel sayılı taşınmazlar mahallinde yapılan keşif esnasında dinlenen davacı tanığı …’ün, eczanenin üzerindeki binanın bir katında davalı …’ın, bir katında davalının kardeşi … …’ın ikamet ettiği, bir katının da boş olduğu şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür. 102 ada 14 parsel nolu taşınmaz ile ilgili olarak Perşembe Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2000/140 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davasının görüldüğü ancak mezkur dosyanın Mahkemece incelenmediği anlaşılmıştır.
Hâl böyle olunca, mahkemece, öncelikle Perşembe Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2000/140 Esas sayılı dosyasının getirtilmesi, taraflar arasındaki çekişme ile ilgili olarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tekrar taşınmazlar mahallinde keşif yapılarak taşınmazın davalı tarafından bizzat kullanılıp kullanılmadığı, taşınmazların boş mu yoksa kirada mı olduğu hususunun tereddüte mahal bırakılmayacak şekilde tespit edildikten sonra karar verilmesi gerekirken, 2 daire yönünden yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının (2.) bentte yer alan nedenlerle kabulüne, usul ve yasaya aykırı olan hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının (1.) bentte yer alan nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 02.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.