Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/3866 E. 2019/6994 K. 04.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3866
KARAR NO : 2019/6994
KARAR TARİHİ : 04.07.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 11.04.2019 tarihli ve 2019/2022 Esas, 2019/4044 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı alacaklı yeni malik 11.12.2014 tarihli alacağın devri sözleşmesine dayanarak 05.06.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile aylık 850,00 TL’den 01.05.2009 tarihinden 30.05.2015 tarihine kadar olan kira alacağı 62.050,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 10.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili 15.07.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkilinin aslında kira talep edilen dairenin sahibi olduğunu, müvekkilinin bu daireyi alacaklıdan 13.07.2007 tarihinde daha inşaat halindeyken satın aldığını, buna ilişkin iki adet protokolün mevcut olduğunu, fiilen kendisine ait dairede ikamet ettiğinden, tapuda malik görünen alacaklıya hiçbir kira borcu bulunmadığını bildirerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararında, davalının kira ilişkisine itiraz ettiği, taşınmazın kendisine ait olup, davacının kendine sattığı daireyi daha sonra başka birine satış göstererek tekrar üzerine aldığını beyanla takibe itiraz ettiği, davacının kiracılık ilişkisini İİK’nin 269. maddesinde öngörülen belgelere dayandırmadığından, davalı da kira ilişkisini reddettiğinden, alacağın tahsili yargılama gerektirmekle davanın reddine, davacının tazminatla mahkumiyetine karar verilmiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar davacı tarafça temyiz edilmiş ise de, davacı vekili kararı temyiz ettikten sonra verdiği dilekçesi ile, davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Bunun üzerine Dairemizin 03.11.2016 tarihli ve 2016/2676 E., 2016/6401 K. sayılı ilamı ile; “… davacı vekilinin vekaletnamedeki davadan feragat yetkisine dayalı olarak, tarihsiz olarak düzenlemiş olduğu feragat dilekçesinde, davadan feragat ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı vekilinin davadan feragati ile ilgili yerel mahkemece bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; davanın açıldığı tarih itibariyle davacı tarafın haksız ve kötüniyetli davrandığı, davadan feragat etmesinin karşı tarafın vekalet ücreti alacağını ve icra inkar tazminatına (kötüniyet) hak kazanmasını engelleyemeyeceğinden feragat nedeni ile davanın reddine ve davacı tarafın kötüniyetli olarak dava açmış olduğundan 62.050,00 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 11.04.2019 tarihli ve 2019/2022 E-2019/4044 sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili karar düzeltme talebinde bulunmaktadır.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
İİK’nin 68/son maddesi gereğince “itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde alacaklı diğer tarafın talebi üzerine %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilir.” Mahkemece, davanın açıldığı tarih itibariyle davacı tarafın haksız ve kötüniyetli davrandığı, davadan feragat etmesinin karşı tarafın icra inkar tazminatına hak kazanmasını engellemeyeceği gerekçesiyle davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de, davanın feregat nedeniyle reddi halinde mahkemece davanın esasına ilişkin sair karar verilmemektedir. Kaldı ki mahkemece ilk kararda uyuşmazlığın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle istemin reddine karar verilmiş olup bu gibi hallerde davalı yararına icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinden, davadan feragat edilmemiş olması halinde dahi davalının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verileceğinden, davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilemez. Bu nedenle davalının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinin doğru olmadığı bu defaki incelemede anlaşılmış ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi için hükmün bozularak yeniden yargılama yapılmasında yarar görülmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteği yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin 11.04.2019 tarihli ve 2019/2022 E, 2019/4044 K. sayılı onama kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkemenin 30.03.2017 tarihli ve 2017/1 Esas, 2017/268 Karar sayılı kararının hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde yer verilen “Davacının 62.050 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine” cümlesinin çıkartılmasına, hükmün 6100 sayılı HMK’nin 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HMUK’un 438. maddesi uyarınca bu şekilde düzeltilmesine ve düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 04.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.