Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/3709 E. 2019/6605 K. 27.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3709
KARAR NO : 2019/6605
KARAR TARİHİ : 27.06.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı 01.08.2008 tarihli yazılı kira akdine dayanarak 23.07.2014 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2008 yılı Ağustos ayından 2014 yılı Haziran ayına kadarki 12.600,00 TL kira alacağının faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 05.08.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 11.08.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile borcun bir kısmına itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak davalının itirazının kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararında, borçlunun kira borcuna olan itirazlarını İ.İ.K. 269/c,I,II, 68 maddelerinde sayılı belgelerden biri ile ispat edemediği, takip konusu yapılan aylık kira bedellerinin yasal faizi ile beraber toplamda 12.600,00 TL olduğu, davalıların borçlunun 30 günlük ödeme süresi içerisinde borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğü anlaşıldığından davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına, tahliyeye ve itiraz edilen asıl alacak üzerinden hesaplanan yüzde 20 icra inkar tazminatının davalı alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk kararın davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 24.01.2018 tarihli ve 2017/4587 Esas, 2018/1315 Karar sayılı ilamı ile; “Davalı borçlunun yargılama aşamasında ibraz ettiği 31/08/2012 tarihli “Anlaşma Senedi ” başlıklı adi yazılı belgede; kira borcunun toplam 3.000,00 TL olduğu, bu borcun dava dışı Fevzi Uzunay’a 30/12/2012, 30/01/2013, 30/03/2013 tarihlerinde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu belge alacağın temliki mahiyetindedir. Mahkemece, bu belge ile ilgili davacının beyanı alınarak belge üzerinde durulmak suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir. Öte yandan… Davacı alacaklı, dava dilekçesinde davalının kısmi itirazının kaldırılması ve 9.600,00 TL asıl alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesinde bir isabetsizlik yok ise de, talep aşılarak ve borca kısmi itiraz edildiği gözardı edilerek, 12.600,00 TL üzerinden icra inkar tazminatına karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, alacaklının 31/08/2012 tarihli “Anlaşma Senedi” başlıklı senetle bu tarihe kadar olan kira alacaklarını 3. kişiye temlik ettiği, dolayısıyla bu tarihte muaccel olan kira alacaklarına yönelik icra takibi yapma yetkisi olmayıp, bu tarihten sonra muaccel olan kira alacakları için icra takibi yapabileceği, 03/12/2015 tarihli bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere, alacağın temlik edildiği söz konusu anlaşma senedinin düzenlendiği tarihten sonraki aylara ait olan kira alacakları toplamının 5.280,00TL, işlemiş faizinin ise 457,35 TL olduğu anlaşılmakla, davanın kısmen kabulü ile icra takibinin 5.737,35 TL üzerinde devamına, davalının taşınmazdan tahliyesine ve 5.737,35 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
1. Dosya kapsamına, toplanan delillere ve bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına göre temyiz eden davacı tarafın tüm temyiz itirazları ile davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalı vekilinin alacağa ve icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasında 01.08.2008 başlangıç tarihli, 1 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Davacı alacaklı 01.08.2008 tarihli sözleşmeye dayanarak 23.07.2014 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2008 yılı Ağustos ayından 2014 yılı Haziran ayına kadarki kira alacağı 12.600,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı icra takibine itirazında, kendisinin borcunun 3.000 TL civarında olduğunu, alacaklı yurtdışında olduğundan biriken kira borcunu kendisi izine geldiğinde elden ödemekte olduğunu, kendisinin böyle bir borcu bulunmadığını bildirerek takibine ve borcun bir kısmına itiraz etmiş, ancak 3.000 TL borcu olduğunu kabul etmiştir. Bu durumda mahkemece icra takibinde itiraza uğrayan kısım yönünden değerlendirme yapılarak sonucuna göre itirazın kaldırılmasına ve icra inkar tazminatına karar verilmesi gerekirken, icra takibinde talep edilen aylar kira bedellerinin tamamına itiraz edilmiş gibi yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK’un 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenle reddine, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 27.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.