Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/3553 E. 2019/6722 K. 01.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3553
KARAR NO : 2019/6722
KARAR TARİHİ : 01.07.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi Ve Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, bir kısım davalılar yönünden davanın kabulüne, kalan davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı vekili, tarafların kök murisi Şaban Demircioğlu’nun 12.02.1999 tarihinde vefat ettiğini, davacıların murisi … Demircioğlu’nun ise 03.05.2010 yılında vefat ettiğini, dava konusu 110, 11, 130, 331, 339, 7, 259, 711, 731, 867 parsellerden bir kısmını ürün elde etmek, bir kısmını ise kiraya vermek suretiyle davalıların kullandığını, davacıların paydaşlığının inkar edildiğini, bu nedenle davalıların davacılar hissesine düşen kısmında müdahalelerinin men’ini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile geriye dönük olarak her yıl için 500 TL’ den 2009-2013 yılları arası için toplam 2500 TL ecrimisilin en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın ecrimisil isteğinin hüküm altına alınmasına ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazların bir kısmının boş olduğu, kullanılmadığı, bir kısmında yapıların bulunduğu, bir kısmının ise davalılar Ergün ve … tasarrufunda olduğu kiraya vererek kullandıkları, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları ve ek raporlar hükme esas alınarak davanın kabulüne, davacı …’nun davasının kabulüne, 1.250,00 TL’nin dava tarihinden 2.562,53 TL’nin ıslah tarihi olan 31/03/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Ergün ve …’ndan alınarak bu davacıya verilmesine,davacı …’nun davasının kabulüne, 1.250,00 TL’nin dava tarihinden 10.187,60 TL’nin ıslah tarihi olan 31/03/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Ergün ve …’ndan alınarak bu davacıya verilmesine, Ergün ve … dışındaki davalılara yönelik açılan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm Davacılar vekili ve bir kısım davalılar … ve diğerleri vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkindir.
Her iki tarafın temyiz itirazları birlikte inelendiğinde;
Davacılar vekili davayı açarken elatmanın önlenmesi yönünden de talepte bulunmuştur. Ancak bu talebe ilişkin davayı açarken peşin nispi harç yatırılmamıştır. Mahkemece dava konusu edilen taşınmazların her birinin değerlerinin ayrı ayrı tespit edilip harcın tamamlanması durumuna göre bu hususta olumlu olumsuz karar verilmesi gerekirken mahkemce hiç bir karar verilmemiş oluşu doğru görülmemiştir.
Mahkemece ecrimisile ilişkin talep hakkında hüküm kurulmuşsa da yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava konu taşınmazda taraflar ½ şer hisse ile paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.
Bu nedenle, davaya konu taşınmaz yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27.02.2002 tarihli ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı kararı).
Ayrıca ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 sayılı HMK’nin 266. vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.
Somut olaya gelince; mahkemece kabul edilen 7 parça dava konusu taşınmazın her biri için ayrı ayrı olacak şekilde intifadan men’e ihtiyaç duyulup duyulmadığı, davacıların dava konusu taşınmazların her birinde ayrı ayrı kullanımlarına müsait yer bulunup bulunmadığı göz önüne alınmadığı gibi tanık beyanlarından dava konusu taşınmazlardan bir kısmının boş ,bir kısmının ise aleyhine hüküm verilen davalılar dışında diğer davalılar kullanımında olduğu anlaşılmakta olup davalılardan hangisinin hangi parsele tecavüz ettiği, ne kadarlık bölümünde ne amaçla kullanımının bulunduğu da araştırılmamıştır. O halde Mahkemece; her bir taşınmaz başında ayrı ayrı teknik bilirkişiler ile yerel bilirkişiler ve tanıklar huzurunda yeniden keşif yapılarak yukarıdaki ilke ve uygulamalar çerçevesinde hüküm kurulması, bilirkişi raporu alınırken ve hüküm kurulurken davalıların işgal sonucu yaptığı ihyalar dikkate alınmaksızın işgalden önceki taşınmazın durumu esas alınarak ve usuli müktesep hak da gözetilerek hangi davalıların hangi parseller için ,hangi dönem aralıklarında kullandıkları da ayrı ayrı tespit edilerek davacıların payına karşılık gelecek ecrimisil miktarının yine ayrı ayrı belirlenmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ve bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK’nİn Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 01.07.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.