Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/35 E. 2019/4485 K. 30.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/35
KARAR NO : 2019/4485
KARAR TARİHİ : 30.04.2019

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş olup hükmün davacı-davalı … vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi değerden reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı-birleşen dosyada davalı … vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen davalı … adına kayıtlı mesken yönünden mal rejiminin tasfiyesini ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL alacağın faiziyle tahsilini talep etmiştir. Birleşen dava yönünden, davaya konu aracın müvekkilin annesinden bağış yolu ile edinildiğini, banka hesaplarındaki paranın ise müvekkile ait olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı-birleşen dosyada davacı … vekili, birleşen dava dilekçesinde evlilik birliği içerisinde edinilen davalı kadın adına kayıtlı araç ile … alım-satım, kuaför işletmekten elde ettiği gelir yönünden mal rejiminin tasfiyesini ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL alacağın faiziyle tahsilini talep etmiştir. Asıl dava yönünden ise; davaya konu meskenin bedelinin tamamının müvekkilin yakınlarının katkıları ile ödenerek satın alındığını, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl dava yönünden meskenin davalı-birleşen dosyada davacı …’nin kişisel malı olduğu gerekçesiyle davanın reddine; birleşen dava yönünden dava konusu aracın davacı-birleşen dosyada davalı …’in kişisel malı olduğu ve banka hesap hareketlerinde görülen meblağların ise davacı-birleşen dosyada davalıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Her iki taraf vekillerince yapılan temyiz itirazı üzerine Dairenin 2015/18789 Esas, 2016/8167 Karar sayılı ilamıyla, asıl dava yönünden davacı-birleşen dosyada davalının temyiz itirazlarının kabulüyle dava konusu 12 nolu mesken yönünden taşınmazın bedelinin kimin tarafından karşılandığına ilişkin olarak yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan sadece tanık beyanları ile yetinilerek hüküm tesis edilmesinin hatalı olduğuna işaret edilerek, davalı-birleşen dosyada davacının yakınları ve babası tarafından satıcıya ödendiği ileri sürülen satış bedeline ilişkin olarak banka kayıtları bulunup bulunmadığı varsa banka hareketlerinin bildirilmesi hususunda davalı-birleşen dosyada davacının delil listesinde belirtilen deliller toplanıp banka kayıtlarının bulunduğu yerden getirtilmesi, sonrasında toplanan tüm delillerle birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar verilmek üzere, birleşen dava yönünden ise davalı-birleşen dosyada davacının temyiz itirazının kabulüyle araçla ilgili yeterli araştırma yapılmadan sadece tanık beyanları ile yetinilerek hüküm tesis edildiğine işaret edilerek, davalı-birleşen dosyada davacı tarafın aracın devredilmesinden önce davacı-birleşen dosyada davalının annesinin SGK borcunun ödendiğini ve aracın bu şekilde devrinin sağlandığına dair savunması ile delilleri kapsamında araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmek üzere hüküm bozulmuştur. Davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı-birleşen dosyada davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl dava yönünden gerekçeli karar incelendiğinde Mahkemece, davalı-birleşen dosyada davacının babasına ait hesaptan 03/06/2009 tarihinde 7.500 euro, 21/05/2009 tarihinde 3.500 dolar çekildiği, davalı-birleşen dosyada davacının İş Bankasındaki hesabına eniştesi dava dışı … tarafından meskenin alım tarihine yakın 18/05/2009 tarihinde 10.000,00 TL, 22/05/2009 tarihinde 6.000,00 TL, 01/06/2009 tarihinde 2.500,00 TL gönderildiği, tanık olarak beyanında parayı ev alımı için verdiğini beyan ettiği, yine davalı-birleşen dosyada davacının aynı hesabından 08/06/2009 tarihinde 89.373,00 TL para çıkışı olduğu tespitlerine yer verildiği, aksine ciddi ve inandırıcı delil, olaylar bulunmadıkça asıl olanın tanıkların gerçeği söylemiş olmaları olduğunun (HMK mad. 255 ), akrabalık veya diğer bir yakınlığın başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamacağı, dosyada davalı-birleşen dosyada davacı tanıklarının olmamışı olmuş gibi ifade ettiğini kabule yeterli delil bulunmadığı, davacı-birleşen dosyada davalı kadın tanığı Müyesser’in dahi taşınmazın kocanın babası tarafından alındığını açıkladığı dolayısıyla davalı-birleşen dosyada davacının TMK’nin 222/son maddesindeki karinenin aksini kanıtlanmış olduğu, bir başka anlatımla davacı kadının, davalı kocanın tanık beyanlarını değerden düşürecek ispatta bulunmadığı açıklanarak, 12 nolu mesken yönünden açılan davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, 12 nolu meskenin tamamı kişisel mal olarak kabul edilmiş ise de dosya kapsamı incelendiğinde delilerin yanılgılı değerlendirildiği ve eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmaktadır. TMK’nin 222. maddesinde “bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir” hükmü düzenlenmiş olup, somut olayda davalı tarafın meskenin kişisel malları ile alındığını ispat yükümlülüğü altında olduğu tartışmasızdır. Tasfiyeye konu edilen meskenin 100.000,00 TL’ye satın alındığı ve mesken alınırken davalı-birleşen dosyada davacının babası ile eniştesinden para verildiği taraflar arasında ihtilafsız olup, uyuşmazlık bu paraların niteliği ve meskenin alım bedelinin ne kadarlık kısmını karşıladığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı-birleşen dosyada davacının eniştesinden gelen 18.500,00 TL para, davalı-birleşen dosyada davacının kişisel malı olarak kabul edilmiş ise de dosya kapsamındaki bilgi, belge ve gerekçeye esas alınan enişte tanık …’nın beyanı incelendiğinde, paranın davalı-birleşen dosyada davacıya borç olarak verildiği ve bu borcun karşılığı olmak üzere davalı-birleşen dosyada davacının aracını eniştesine verdiği sabittir. Mesken alımında kullanılan bu 18.500,00 TL paranın edinilmiş mal olduğunun kabulü gerekir.
Öte yandan davalının babasının hesabından çekilen 3.500 dolar ve 7.500 euro cinsi paraların davalı-birleşen dosyada davacının kişisel malı olarak kabulü yerinde ise de söz konusu paraların meskenin edinme tarihindeki karşılığı tespit edilip alım bedeli olan 100.000,00 TL içindeki oranı hususunda bir değerlendirme yapılmaksızın, doğrudan taşınmaz alımının tamamına yettiğine dair kabul yerinde değildir. Hükme esas alınan davacı-birleşen dosyada davalı tanığı Müyesser beyanında “..bu ikinci alınan ve dava konusu edilen evin büyük kısmının davalı Remzinin babası … tarafından karşılandı, kalan kısmı yani cüzi miktardaki bedelin ne şekilde ödendiğini bilmiyorum ancak müştereken ödendi diye tahmin ediyorum..” ifade etmiş olup, 3.500 dolar ve 7.500 euro cinsi para haricinde mesken alımında davalı-birleşen dosyada davacı erkeğin babası tarafından para ödendiği hususunun da davalı-birleşen dosyada davacı tarafça ispatlanamadığı dosya kapsamından sabittir. Mesken alınırken babadan gelen 3.500 dolar ve 7.500 euro cinsi para haricinde kalan kısmın aksi ispat edilemediğinden edinilmiş mallardan karşılandığının kabulü gerekmektedir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davalı-birleşen dosyada davacının babasından gelen yabancı döviz cinsi paraların meskenin edinme tarihi itibariyle karşılık gelen TL değerleri bulunup, ulaşılacak toplam miktar edinme tarihi itibariyle meskenin değeri ile oranlanarak davalı-birleşen dosyada davacının kişisel mal ile katkı oranı belirlenmelidir. Bu oran ile meskenin tasfiye tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değeri çarpılmak suretiyle tespit edilecek miktar, meskenin tasfiye tarihi itibariyle sürüm değerinden düşülüp artık değere ulaşılmalıdır. Davacının artık değerin yarısı üzerinde katılma alacağı hakkı bulunmaktadır. (TMK mad. 236/1)
Yukarıda açıklandığı şekilde eksikler giderilip hesap yapılmak ve talep miktarı da gözetilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen nedenlerle davacı-birleşen dosyada davalı … vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün asıl dava yönünden 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 30.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.