Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/3413 E. 2019/6158 K. 19.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3413
KARAR NO : 2019/6158
KARAR TARİHİ : 19.06.2019

MAHKEMESİ : Kızılcahamam Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil – Olmadığı Taktirde Katılma Alacağı

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ile davalı … vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı … vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiğini, daha sonra davacının hakkı olan kısmı ödememek için davalı eş tarafından diğer davalı babasına devredildiğini açıklayarak, mal rejiminin tasfiyesi ile dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına tesciline, bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 2.000 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, harcını da yatırdığı 25.01.2016 havale tarihli dilekçe ile talebini 47.335,26 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar … ve … vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne 47.335,26 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …’tan tahsiline, davalı …’a yöneltilen talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı … vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin davalı …’a yönelik dava yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, davalı …’a yöneltilen talebin reddine karar verilmişse de, bu karara katılma olanağı bulunmamaktadır.
Karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının tespit edilmesi halinde, işlemin (tasarrufun) iptaline karar verilemez ve üçüncü kişi davalı olarak gösterilse dahi bu aşamada davacı lehine hüküm altına alınan katılma alacağından sorumlu tutulmaz. Sadece, üçüncü kişi hakkında 229. maddedeki amaç ve doğrultuda lehine kazandırma veya devrin yapıldığının tespiti ile yetinilmelidir. Zira, ancak tasfiye sırasında borçlu eşin mal varlığı ya da terekesinin borcu ödemeye yetmediğinin anlaşılması durumunda, sonradan üçüncü kişi aleyhine TMK’nin 241.maddesine göre eksik kalan miktarla sınırlı olarak alacak davası açılabilecektir. Başka bir anlatımla, borçlu eşin mal varlığı veya terekesi tasfiye borcunu ödemeye yetiyorsa, hiçbir zaman lehine kazandırma yapılan üçüncü kişi davacıya ödenecek katılma alacağından sorumlu tutulmayacaktır.
Mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi hakkında nihai karar verilmesiyle başlayan tasfiye süreci, alacak miktarının tahsil edilmesiyle tamamlanır. Borçlu eşin mal varlığının ya da terekesinin tasfiye borcunu karşılamaya yetip yetmediği ancak bu sürecin ilerleyen aşamalarında belli olacağından, üçüncü kişinin daha tasfiyenin başlangıcında (mahkeme kararıyla) borçtan sorumlu tutulması doğru olmaz. O halde, eşle birlikte eşten kazandırma veya devralan üçüncü kişiye karşı dava açılması durumunda, mahkemece yapılması gereken iş; HMK’nin 167.maddesi uyarınca üçüncü kişiye (davalı …’a) karşı açılan dava hakkında “ayırma kararı” verilerek davanın ayrı bir esasa kaydının sağlanması; bu davada eski eşe karşı açılan mal rejiminin tasfiyesi davası sonucunun ve alacağa karar verilmiş ise, eşten tahsil edilebilme durumunun HMK’nin 165/1. maddesi gereğince “bekletici sorun” yapılması olmalıdır.
Yukarıda yapılan açıklama ve değerlendirmeler karşısında; mahkemece davalı … hakkında açılan dava için, açıklanan yönde işlem ve inceleme yapılması gerekirken, davalı …’a yöneltilen talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı … vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve 808,50 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.424,97 TL’nin temyiz eden davalı …’dan alınmasına 19.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.