Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/3269 E. 2019/9444 K. 23.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3269
KARAR NO : 2019/9444
KARAR TARİHİ : 23.10.2019

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın reddine dair kararın davacılar vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 15.11.2018 tarihli ve 2018/11229 Esas, 2018/18713 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacılar vekili; müvekkillerinin maliki olduğu taşınmazın ortak kullanım alanı olan terasında davalıya ait baz istasyonu bulunduğunu, baz istasyonunun kurulumu için bütün kat maliklerinin muvafakatı gerekirken, davalının yalnızca eski maliklerden … ile yıllık 1000 dolar karşılığında sözleşme yaptığını, kendilerine herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalıya 13.11.2012 tarihinde bu hususta ihtar gönderdiklerini ancak sonuçsuz kaldığını belirterek toplam 39.203 TL ecrimisil bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; taşınmazı kira sözleşmesine dayanarak kullandıklarını, davacıların dava konusu alandan yararlanmalarına engel bulunmadığını, ayrıca talep edilen miktarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından süresinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
Bilindiği üzere; görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde tutulması gereken bir usül kuralıdır. Öte yandan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2/1. maddesi “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” düzenlemesini içermektedir.
Dava dilekçesinin içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacılar vekilinin kat maliki olmayan davalı şirketten, apartman ortak alanına el atması nedeniyle ecrimisil (haksız kullanım tazminatı) istediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davanın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre değil genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği, dolayısıyla davanın HMK’nin 2. maddesi kapsamında kaldığı, görevli mahkemenin ise asliye hukuk mahkemesi olduğu tartışmasızdır.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 20.06.2019 tarihli ve 2017/1-1275 Esas 2019/752 Karar sayılı ilamı)
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 15.11.2018 tarihli ve 2018/11229 Esas, 2018/18713 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine 23.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.