Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/3228 E. 2019/5454 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3228
KARAR NO : 2019/5454
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda … İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, bu kez davalılar vekili ve davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı 01.01.2003 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 10.02.2017 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2012 yılı Ocak ayından 2014 yılı Aralık ayına kadarki kira farkı alacağının faiziyle birlikte 264.342,85 TL olarak tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 31.07.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlular vekili 07.08.2017 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkillerine takibe dayanak herhangi bir belgenin tebliğ edilmediğini, müvekkillerinin alacaklı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını bildirerek borcun tamamına, faize ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlular tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, davalının itirazını İİK.nin 269/c maddesi gereğince noterlikçe resen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge veya resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne uygun verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecbur olduğu, davalının itirazını kanıtlar bir belge sunmadığı anlaşıldığından davalıların itirazının kaldırılmasına karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, kira sözleşmesinde artış şartı bulunmadığı ve kira parasının tespitine ilişkin … 2.Sulh Hukuk Mahkemesi kararının da henüz kesinleşmediği, kira farkı alacağı için takip yapılabilmesi için bu kararın kesinleşerek ilam haline gelmesi gerektiği ve İİK.nun 59.maddesi kapsamında geçerli ve yasal bir takip belgesi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği, taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin 6098 sayılı TBK’nin yürürlüğe girdiği tarihten önce 01.01.2003 tarihinde düzenlendiği, kefalet süresi bittiğinden, davalı kefil …’ın takibe konu kira borcundan sorumlu tutulması mümkün olmadığından mahkemece kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmadığından, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından, davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru isteminin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
1. Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre temyiz eden davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalılar vekilinin icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davacı tarafından başlatılan takip ile 2012 yılı Ocak ayından 2014 yılı Aralık ayına kadar kira farkı alacağının faiziyle tahsili istenilmiştir. Davalı borçlular itiraz dilekçesinde, alacaklı tarafa herhangi bir borçları bulunmadığını bildirerek borcun tamamına, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Bunun üzerine davacı alacaklı dava dilekçesi ile itirazın kaldırılmasını istemiştir. İİK’nin 68/son maddesi gereğince “itirazın kaldırılması talebinin esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde borçlu, talebin aynı nedenlerle reddi halinde ise alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine icra tazminatına mahkum edilir.” Davalılar vekili, davanın reddi istemi yanında, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini de talep etmiştir. Mahkemece davacı tarafın itirazın kaldırılması talebi reddedildiğine göre davalı tarafın tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenler ile davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nin 373/2. maddesi uyarınca, … Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 23.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.