Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/304 E. 2019/1275 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/304
KARAR NO : 2019/1275
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : …, …, …
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil Olmadığı Takdirde Tazminat

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın … ve … aleyhine açılan davanın reddine, davalı … Pakel yönünden açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair kararın davalılardan Yaşar Pakel vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 17.03.2016 tarihli ve 2014/20967 Esas, 2016/4894 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davalılardan Yaşar Pakel vekili ve davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

KARAR

Davacı vekili, dava konusu 136 ada 1 parsel taşınmazın 15.05.2000 tarihinde o zaman malik olan Şah İsmail Keskinden 500.000.000 TL karşılığında 170 m2’lik kısmının satın alındığını ancak tapu da devrinin yapılamadığını, senette gösterilen yere Şah İsmail Keskin’in rızası ile bina yaptığını, daha sonra Şah İsmail Keskin’in dava konusu taşınmazı oğlu olan davalı …’e 2001 yılında sattığını, Besin Keskin’in ise taşınmazı diğer davalı olan …’ya 2010 yılında sattığını, binanın davacıya ait olduğunun belirtildiğini ve …’nın da kabul ederek dava konusu taşınmazı davacı ile birlikte kullandıklarını, …’nın da 2011 yılında dava konusu taşınmazı diğer bir davalı olan …’e sattığını, …’in dava konusu taşınmazdaki davacının binasını bilerek aldığını, binanın değerinin arsanın değerinden de fazla olduğunu, bu nedenle senetle 136 ada 1 parselden satın alınan 170 m2’lik kısmının tapusunun iptali ile davacı adına tescilini, bu mümkün olmadığı takdirde binanın ve satılan 170 m2’lik arsanın bedeli olarak 50.000 TL’nin fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; davanın husumetten reddi gerektiğini, tapuda davacıya ait eve ilişkin şerh olmadığını, imarda da evin görünmediğini davanın reddini savunmuştur.
Davalı …; dava konusu taşınmazın dava dilekçesinde belirtildiği gibi davalı …’ya sattığını, tescilde zorluk nedeniyle davacıya devrinin yapılamadığını, tapuyu alan kişinin davacıyı zor durumda bıraktığını bu nedenle üzerine isnat edilen durumun doğru olduğunu, dava konusu taşınmazın babası Şah İsmail tarafından 2000 yıldan 170 m2’sinin davacıya satıldığını, kalan kısmının ise kendisine devredildiğini, davacının taşınmazı dışında kalan kısmın sadece devrinin yapıldığının ise davalı …’ya açıklandığını …’nın bu durumu bilerek satın aldığını ancak …’nın taşınmazı …’e satarken açıklama yapıp yapmadığını bilmediğini beyan etmiştir.
Davalı …; dava konusu taşınmaz üzerinde 2 katlı 40 m2’lik yapı olduğunu, alırken yapıya rıza gösterdiğini, 40 m2’lik bina hariç geri kalan kısmın davalı …’e sattığını, evin bulunduğu 170 m2’lik kısmın davacıya ait olduğunu söylediğini, davacının sorununu kime para ödeyip rıza aldıysa ondan talep etmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; taraf beyanları, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları da dikkate alınarak davalı … tarafından dava konusu taşınmazın üzerinde davacının evi ve bahçesi olduğu bilinerek satın alındığından davalılar … ve …’ya karşı açılan davanın reddine, davalı …’in kötüniyetli olduğu davacının ise iyiniyetli olduğu gözetilerek davalı …’in tapuya güven ilkesine dayanmasının mümkün olmadığının kabulü ile parselin ifrazının mümkün olmaması nedeniyle tapunun iptali ve davacı adına tescil talebinin reddine, davacının evi ve arsası için belirlenen 39.847 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’den tahsiline karar verilmiştir. Hüküm davalı … vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bunun üzerine Dairemizce 2014/20967 Esas ve 2016/4894 Karar sayılı dosya ile 17.03.2016 tarihinde yapılan incelemede, davacı vekilinin tapu iptal tescil talebinin reddine yönelik temyiz itirazlarının yerinde görülmediği, davalı … vekilinin temyiz itirazlarına gelince, mahkemece her ne kadar bina ve arsa değerinin davalı …’den tahsiline karar verilmişse de geçersiz sözleşmeye dayanılması halinde her iki tarafın verdiğini geri alabileceği, denkleştirici … kuralının göz ardı edilmemesi gerektiği somut olaya gelince 15.05.2000 tarihli satış senedinde satıcı olarak görünen …’in davalı … keskine davacının ödeme yaptığının kanıtlanması halinde harici satış bedelinin denkleştirici … ilkesi gereği …’den tazmini gerektiği, bu doğrultuda Yargıtayın Denetimine elverişli rapor alınması, dava tarihindeki uyarlanmış güncel değerinin davalı … Keskinden tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle …’den tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bedel istemine ilişkin bölümün bozulmasına karar verilmiştir. Davalı … vekili ve davacı vekili ilamda geçen “hükmün bedel istemine ilişkin bölümünün bozulmasına” cümlesinden arsa bedeli mi inşaat bedeli mi yoksa her ikisinin mi kastedildiği konusunda açıklık getirilmesi gerektiğinden bahisle Dairemizin 17.03.2016 tarihli ve 2014/20967 Esas, 2016/4894 Karar sayılı bozma kararının düzeltilmesini talep etmiştir.
Dava; harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde bedel talebine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK’un 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan davacı vekili ve davalı … vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan karar düzeltme isteminin reddine,
2. Dava konusu 136 ada 1 parsel nolu taşınmaz ahşap 1 katlı ev ve tarla vasfında olup; 02.04.1992 tarihinde kadastro yoluyla tam hisse ile Şah İsmail Keskin adına kayıtlı iken 22.06.2001 tarihinde 1.000.000.000 TL karşılığında davalılardan …’e satılmış, … ise 20.04.2010 tarihinde 18.000 TL karşılığında diğer davalı …’ya satmış, … ise 24.10.2011 tarihinde 18.700 TL karşılığında bir diğer davalı olan …’e satmıştır. Dava konusu taşınmazda 29.04.2005 tarihinde 3402 sayılı kanunun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme tescili sonucunda yüz ölçümünde azalma olmak suretiyle aynı ada ve parsel numarasıyla tam hisse ile … adına kayıtlıdır. Davacının dayanağı olan Satış senedinde ise “136 ada 1 parselde bulunan ve mülkiyeti şahsıma ait olan arsadan krokide belirtilen yerden 170 m2’lik kısmını ….a 500.000.000 TL’ye sattım, paranın tamamını nakden aldım. Üzerine ev yapmasına ve başkasına satmasına rıza göstereceğim.” denilmek suretiyle 15.05.2000 tarihinde satanlar kısmında…, ve … Keskin isim ve imzası, alıcı kısmında İsrafil Yılmaz isim ve imzası bulunmaktadır. Yukarıda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere davalı Besin Keskinin beyanlarından dava konusu taşınmazın 170 m2’lik kısmının davacıya satıldığı, dava konusu taşınmazdan 170 m2’lik kısmın dışında kalan bölümünün kendisine babası Şah İsmail Keskin tarafından satıldığı, yine …’in de …’ya satarken bu durumu açıklamak suretiyle sattığı, …’nın beyanlarında ise taşınmazı satın alırken üzerindeki binanın bulunduğu, yapının taşınmazda kalmasını istediklerinden vicdanen davacının taşınmazı kullanmasına rıza gösterildiği, son olarak …’nın dava konusu taşınmazı satarken 40 m2’lik kaçak bina hariç geri kalan kısmı davalı …’e sattığı, duruşmada verdiği beyanında ise 170 m2’lik kısmın davacı … Yılmaz’a ait olduğunun davalı …’e söylediği, davalı …’in evin olduğu kısım dışında kalan yerleri aldığı, davalı …’in beyanlarından ise tapuya güvenerek aldığı ve evden haberdar olmaksızın satın aldığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında geçersiz sözleşmeye dayalı olarak haricen satın alınan 136 ada 1 parselin 170 m2 kısmı ile üzerine iyiniyetle yapılan bina, sebepsiz zenginleşmeye konu edilmiş ise de davalı … yönünden sadece bina sebepsiz zenginleşmeye konu olabilir. Bu durumda mahkemece 170 m2’lik kısma ve binaya ilişkin olarak ayrı ayrı taraf delilleri toplanarak davalıların ayrı ayrı sebepsiz zenginleşmelerinin olup olmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde kanıtlanması durumunda davalı …’den sadece bina bedeli yönünden tahsile ilişkin karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Davacı vekilinin ve Davalı … vekilinin yukarıda (2.) bentle ilgili karar düzeltme talebinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/I-4. maddesi gereğince KABULÜNE, Dairemizin 17.03.2016 tarihli ve 2014/20967 Esas, 2016/4894 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, açıklanan nedenlerle Mahkeme kararının BOZULMASINA, yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle ise davacı vekilinin ve davalı … vekilinin sair karar düzeltme taleplerinin reddine, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyenlere ayrı ayrı iadesine, 11.02.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.