YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2917
KARAR NO : 2019/5450
KARAR TARİHİ : 23.05.2019
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı 01.04.2011 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 27.03.2017 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Mayıs ayından 2016 yılı Ekim ayına kadar kira alacağı 120.500,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 29.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 03.04.2017 tarihli itiraz dilekçesinde, kiralanan dükkanın iskan ruhsatı bulunmadığı gerekçesiyle işyeri ruhsatının iptal edildiğini, müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını, iskan ruhsatının edinilmesi ve kiracıya verilmesinin kiralayanın borcu, iskan ruhsatının bulunmamasının hukuki ayıp olduğunu, kiraların düzenli olarak sözleşme boyunca ödendiğini, bahsedilen hukuki ayıbın defalarca vakfa bildirildiğini, ihtar da gönderildiğini, ancak ayıbın giderilmediğini, diğer yandan kira bedelinin de ihtilaflı olup, 4.600 TL olan kira bedelinin 5.950 TL, sonra 6.500 TL, sonra da 7.000 TL olmasının sözleşmeye uymadığını, alacaklının kira bedeli istemesi gibi, faiz istemesinin de mümkün olmadığını, müvekkilinin temerrüde düşmediğini ileri sürerek takibe itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince verilen ilk kararda, kira borcunun ödendiğinin İİK’nin 269/c maddesinde belirtilen belgelerle ispatlanması gerektiğinden ve davalı tarafından bu maddede belirtilen nitelikte belge ibraz edilmediğinden davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına, takibin devamına, davalı kiracı borçlunun yasal 30 günlük sürede borcunu ödemediğinden tahliyesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı alacaklı vekili tarafından “… Kültür ve Yatırım Vakfı” yerine “bu vakfı temsilen …. adına takip yapılmış ise de, bu takipten feragat edildiği, davacı alacaklı vekilinin takipten feragat ettikten sonra yeni bir takip açmasında usulsüzlük olmadığı, davalının itirazında kira sözleşmesine, kiracılık ilişkisine ve aylık kira bedeline açıkça itiraz etmediğinden kiracılık ilişkisi ve aylık kira bedelinin takip talebindeki belirtilen miktar olarak kesinleştiği, kira sözleşmesine ve yıllık kira miktarına itiraz etmeyen davalı kiracının, talep konusu yapılan kira bedelinin tamamını ödediğini İİK’nin 68. maddesinde sayılan belgelerle kanıtlaması gerektiği, takip talebindeki borcun ödendiğine ilişkin bir belge veya kayıt sunulmadığı, söz konusu ödemeyi kanıtlayamadığından temerrüt olgusunun gerçekleştiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup, davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru isteminin esastan reddine karar verilmiş, kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 12.12.2018 tarihli ve 2018/15242 Esas, 2018/20118 Karar sayılı ilamı ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının ise; “Kira sözleşmesinde aylık kira parası 4.600,00 TL olarak belirlenmiş ve sözleşmenin hususi şartlar bölümünün 7. maddesinde yıllık enflasyon oranında kira artışı yapılacağı kararlaştırılmıştır. Bu artış şartı belirli ve muayyen olmadığından geçerli değildir. Davalı borca itirazında, kira bedelinin ihtilaflı olduğunu, 4.600 TL olan kira bedelinin 5.950, sonra 6.500 TL, sonra da 7.000 TL olmasının sözleşmeye uyar bir yanı bulunmadığını bildirerek açıkça takip ile talep edilen kira miktarına itiraz etmiştir. Takibe konu kira tutarının ispatı kiralayana aittir. Davacının tek yanlı kira oranı ve kira bedeli belirlemesine itibar edilemez. Davacı kiraya veren kira miktarını ispat edemediğine göre, aylık kiranın davalının kabul ettiği ve sözleşmede belirlenen kira miktarı olduğunun kabulü ile bu miktar üzerinden hesaplama yapılarak sonucuna göre itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde itirazın tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına, takibin aylık kira miktarı olan 4.600,00 TL üzerinden yeniden hesaplanacak asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına ve davalı aleyhine asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemiz bozma ilamı sonrasında mahkemece “Takibin aylık kira miktarı olan 4.600,00 TL üzerinden yeniden hesaplanacak asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına” şeklinde hüküm kurulmuş ise de, itirazın kaldırılması ile takibin devamına karar verilen miktar gösterilmemiştir. Hükmün bu hali ile infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Mahkemece, itirazın kaldırılmasına karar verilen alacak miktarı hesaplattırılarak açıkça belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde karar verilmesi doğru olmadığından, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının, yukarıda belirtilen nedenle 6100 sayılı HMK’nin 371. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.