Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/2836 E. 2019/5392 K. 22.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2836
KARAR NO : 2019/5392
KARAR TARİHİ : 22.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile)
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı … ve davalı … mirasçısı … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

K A R A R

Davacı …, evlilik birliği içinde davalı eş adına edinilen taşınmazın altınları ve kendi parasıyla alındığını, boşanma aşamasında en yakın arkadaşı olan diğer davalı …’a satıldığını açıklayarak, satışın iptalini talep ve dava etmiş, 04.01.2016 tarihli açıklama dilekçesinde taşınmazın tarafına verilmesini istemiştir.
Davalı …, ön inceleme duruşmasında davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davanın … yönünden reddine, davalı … yönünden kısmen kabulü kısmen reddiyle, 1194 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan 1/2 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davacı ve davalı … mirasçısı … tarafından temyiz edilmiştir.
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07.10.1953 tarihli ve 8/7 sayılı YİBK, 4721 Sayılı TMK mad.227/1, 231 ve 236/1). TMK’nin 239/1. fıkrasında; “Katılma alacağı ve değer artış payı ayın veya para olarak ödenebilir…” denilmektedir. 226/3. maddede ise “Eşler karşılıklı borçları ile ilgili düzenleme yapabilirler” hükmüne yer verilmiştir. Anılan kanuni düzenlemelerden de anlaşılacağı gibi, borcun ayın olarak ödenmesi borçlu eşe tanınmış bir haktır. Başka bir anlatımla, tasfiye alacaklısı ayrık durumlar hariç ayni hak isteğinde bulunamaz, ancak borçlu eş isterse, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava sonuçlanıncaya kadar borcunu ayın olarak ödemeyi kabul edebilir.
Açıklanan bu kuralın istisnaları 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 226/2. maddesinde (alacaklı eşin tasfiyeye konu paylı malda üstün yararını kanıtlaması) ve 240. maddesinde (aile konutu veya eşyanın söz konusu olması) tahdidi olarak belirtilmiştir. Temyize konu davadaki somut olayda, açıklanan istisnai durumlar mevcut değildir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Mahkemece, yazılı şekilde davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmiş ise de; davacı tarafından dava ve açıklama dilekçelerinde taşınmazın aynına ilişkin talepte bulunulduğu, alacağa yönelik talebin olmadığı ve dava dilekçesinin ıslah da edilmemiş olduğu dikkate alınarak, 07.10.1953 tarihli ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı YİBK Hukuk Bölümü Kararı uyarınca; davacının mal rejiminin tasfiyesi sonucunda oluşan hakkı kişisel hak niteliğindeki bir alacak hakkı olup, ayın (mülkiyet) istenemeyeceğinden davanın tümüyle reddi gerekirken; yazılı gerekçeyle kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 22.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.