Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/2720 E. 2019/5449 K. 23.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2720
KARAR NO : 2019/5449
KARAR TARİHİ : 23.05.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı alacaklı 01.07.2008 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 28.02.2012 tarihinde başlattığı icra takibi ile aylık 600,00 TL’den 2011 yılı Ocak ayından Aralık ayına kadarki kira alacağı 7.200,00 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 05.03.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 07.03.2012 tarihli itiraz dilekçesinde, kiralananın kira sözleşmesi sonunda 2009/Kasım tarihinde boşaltılarak tahliye edildiğini, … 9. İcra Hukuk Mahkemesi dosyasında kiralananın Kasım 2009’da tahliye edildiğinin bildirildiğini, bu bildirimin aynı zamanda kiralayana ihtarname mahiyetinde olduğunu, tahliye tarihi hakkında tanıklarının dinlenebileceğini, kiralayanın başlattığı önceki takip ile kira sözleşmesini fesih iradesini ortaya koyduğunu, alacaklının diğer icra dosyasına 15.02.2012 tarihinde yaptıkları ödemeyi ihtirazı kayıt olmaksızın tahsil ettiğinden geçmiş dönemlere ilişkin alacağı kalmadığını da zımnen kabul ettiğini ileri sürerek takibe itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur.
Mahkemece, davalı taşınmazı Kasım 2009 tarihinde tahliye ettiğini iddia etmiş ise de, … 8. İcra Müdürlüğünün 2010/31688 nolu dosyasından davalının taşınmazı 14/03/2012 tarihinde tahliye ettiğinin anlaşıldığı, bilirkişinin 20/05/2014 tarihli raporunda, dayanak icra dosyasında 01/07/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmelerine dayanılarak 28/02/2012 takip tarihi itibarıyla talep edilebilir alacak toplamanın 7.200,00 TL olduğunu, 792,07 TL faiz tutarının fazla talep edildiğini, bu miktarın düşülerek takibe 7.200,00 TL üzerinden devam edilmesinin gerektiğini bildirdiği, alınan bu rapor ayrıntılı ve gerekçeli olup, dosyadaki bilgilere uygun bulunduğu, davacı vekilinin duruşmada işlemiş faiz talebinden feragat ettiğini bildirdiği anlaşılmış olmakla, davacının davasının kısmen kabulü ile davalının itirazının 7.200,00 TL’lik kısım üzerinden kaldırılmasına, karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiraya verenler tarafından açılması gerekir. Kiraya verenler birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunludur. Kiraya veren durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulmalıdır.
Olayımızda, takibe dayanak yapılan ve karara esas alınan 01.07.2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme, kiraya veren olarak davacı … ve davalı kiracı …. arasında düzenlenmiştir. Davacı … yargılama devam ederken 25.04.2013 tarihinde vefat etmiş olup, veraset ilamına göre geriye altı mirasçısı kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı kiraya veren … mirasçılarından … dışındaki mirasçılar davaya dahil olmuş ise de, davalı …’e usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen davaya dahil olmadığı görülmüştür. Davaya konu taşınmaza ait tapu kaydı dosya kapsamında olmadığından, taşınmazın paylı veya elbirliği mülkiyetine mi tabi bulunduğu hususu anlaşılamamaktadır. Bu durumda davaya konu taşınmaza ait tapu kaydı dosya kapsamına alınarak, taşınmazın paylı ya da elbirliği mülkiyetine tabi olup olmadığının tespiti gerekir. Taşınmazın elbirliği mülkiyetine tabi bulunduğunun tespiti halinde, mirasçılar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunduğundan davaya tüm mirasçılar tarafından devam edilmesi gerektiğinden, mirasçı …’in davaya muvafakatının sağlanması olmadığı takdirde davacı mirasçılara terekeye temsilci tayini için süre verilerek tereke temsilcisi ile davanın görülmesi, bu durumda mümkün olmaması halinde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği, taşınmazın paylı mülkiyete tabi bulunduğunun tespiti halinde ise, davacı paydaşların kira bedelinden payına düşen kısmın tahsili için icra takibi yapabilecekleri hususu göz önünde bulundurularak, davaya dahil olan mirasçıların payı oranında itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği hususu üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ye 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK’un 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 23.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.