Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/242 E. 2019/6908 K. 03.07.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/242
KARAR NO : 2019/6908
KARAR TARİHİ : 03.07.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.07.2019 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı alacaklı vekili Avukat Ulaş Özgüner geldi. Başka gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, trafik kaydına 06.05.2009 tarihinde haciz konulan 34 BE 1163 plaka sayılı aracın 03.04.2009 tarihinde Noterde yapılan sözleşme ile müvekkili tarafından borçludan satın alındığını, mülkiyetin hacizden önce müvekkiline geçtiğini öne sürerek, istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, üçüncü kişinin borçlu ile aynı köy nüfusuna kayıtlı olduğunu ve üçüncü kişinin borçtan haberdar olduğunu, üçüncü kişinin dava konusu aracın gayri resmi ortağı olduğunu, dayanak takip dosyasında 03.07.2008 tarihinde konulan haczin, 01.04.2009 tarihinde talepleri olmaksızın sahte belge ile kaldırıldığını, bundan sonra dava konusu aracın üçüncü kişiye satıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonunda davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hükmün davalı alacaklı vekili ile yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 05.03.2012 tarihli, 2012/486 Esas-2012/2535 Karar sayılı ilamı ile, dava konusu aracın borç ve takip tarihlerinden sonra satılması karşısında, … 33. Asliye Ceza Mahkemesinde 2009/1187 Esas sayı ile devam ettiği anlaşılan ceza davasının sonucunun beklenmesi, üçüncü kişinin ilk haczin kaldırılmasında kusurunun bulunup bulunmadığına bakılarak satışın muvazaalı yapılıp yapılmadığının değerlendirilmesi, masraflar ile vekâlet ücretinin kime yükletileceği konusunun ise yargılama sonucunda verilecek asıl karara göre takdir ve tayin edilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamı uyarınca yapılan yargılama sonunda, sahte olduğu iddia edilen ve … İcra Müdürlüğü tarafından Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne hitaben yazılan yazının Adli Tıp Kurumu raporuna göre gerçek olduğu,anılan belgenin … İcra Müdür yardımcısı tarafından imzalandığı, resmi belgede sahtecilik suçundan yargılanan borçlunun müsnet suçu işlemediğinden bahisle beraatine karar verildiği, dava konusu aracın 03.04.2009 tarihinde Noterde tanzim olunan araç satış sözleşmesi ile borçlu tarafından davacı üçüncü kişiye satıldığı, haciz şerhinin ise bu tarihten sonra 06.05.2009 tarihinde işlendiği, borçlu ile üçüncü kişi arasında muvazaalı satış yapıldığını gösterir bilgi ve belge bulunmadığı, üçüncü kişinin ilk haczin kaldırılmasında kusurunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; davalı alacaklı tarafça borçlu aleyhine başlatılan takip uyarınca dava konusu özel … otobüsü niteliğindeki araç üzerine İcra Müdürlüğünün 03.07.2008 tarihli yazısı üzerine 29.07.2008 tarihinde Trafik Tescil Şube Müdürlüğünce haciz konulduğu, davalı alacaklının haczin kaldırılması talebi olmadan İcra Müdürlüğünce 01.04.2009 tarihinde haczin kaldırılmasına ilişkin olarak Trafik Tescil Şube Müdürlüğüne yazı yazıldığı, bunun üzerine alacaklı vekilinin 06.05.2009 tarihinde İcra Müdürlüğüne başvurarak fek yazısının sahte olduğunu, İcra Müdürünün imzasının taklit edildiğini öne sürerek işlemlerin durdurulmasını ve aracın seferden menini talep ettiği, İcra Müdürlüğünün aynı tarihli yazısı üzerine araç üzerine Trafik Tescil Şube Müdürlüğünce yeniden haciz konulduğu, ancak bu arada üçüncü kişinin aracı 03.04.2009 tarihli Noter Sözleşmesi ile 62.000 TL bedelle borçludan satın aldığı, … 33. Asliye Ceza Mahkemesinde 2009/1187 Esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında resmi belgede sahtecilik suçu kapsamında yapılan yargılama sonunda, sahte olduğu ileri sürülen 01.04.2009 tarihli haciz kaldırma yazısının altındaki imzanın icra müdür yardımcısına ait olduğunun tespit edildiği gerekçesi ile beraatine karar verildiği, anılan Ceza Mahkemesi kararının kesinleştiği tespit edilmiştir.
Mahkemece her ne kadar haciz tarihinden önce aracın mülkiyetinin üçüncü kişiye geçtiği ve borçlu ile üçüncü kişi arasında muvazaa olduğunu gösterir bilgi ve belge bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacı üçüncü kişi ile borçlunun aynı köy nüfusuna kayıtlı oldukları, üçüncü kişi vekilinin beyanlarına göre aynı durakta özel … otobüsü çalıştırdıkları, üçüncü kişinin borçludan alacaklı olduğu, Noter satış evrakında satış bedeli olarak 62.000,00 TL gösterilmesine rağmen üçüncü kişi vekilince aracın satın alınması için 200.000,00 TL’nin üzerinde kredi çekildiğinin beyan edildiği, yine üçüncü kişi vekilinin dava dilekçesinde müvekkilinin borçluyu otobüs durağından ve eşraftan tanıdığını, aracın üzerinde haciz olduğunu ve kaldırıldığını, acil satılmak istendiğini duyduğunu beyan etmesine rağmen temyize cevap dilekçesinde müvekkilinin ne icra dosyasından ne de hacizlerden haberdar olduğunu beyan ettiği, alacaklının haczin kaldırılması talebi olmadan 01.04.2009 tarihinde araç üzerindeki haczin kaldırılmasından iki gün sonra satış işleminin gerçekleştirilmesi ve bu beyanlar karşısında üçüncü kişinin iyi niyetli olduğundan bahsedilmeyeceği gibi, satışın muvazaalı olarak gerçekleştirildiğinin kabulü gerektiğinden, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine,oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nın 366 ve 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 03.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.