YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/2196
KARAR NO : 2019/9744
KARAR TARİHİ : 31.10.2019
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Dairenin 6.11.2018 tarihli ve 2018/2263 Esas, 2018/18235 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından süresinde duruşmalı olarak kararın düzeltilmesi istenmiş, karar düzeltme aşamasında duruşma talep edilemeyeceğinden duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, taraflar ile dava dışı kardeşleri …’nın paydaşı bulunduğu dört adet taşınmaz ile vekil edeninin maliki bulunduğu bir adet taşınmazın davalı tarafından kiraya verilerek kullanıldığını ancak vekil edenine pay verilmediğini açıklayarak 3.8.2005 ila 3.8.2010 tarihleri arasında 369.283 TL ercimisil alacağı ile 53.475,94 TL işlemiş faiz alacağının davalıdan tahsiline, ecrimisil alacağına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının hissesine düşen bedellerin davacıya ödendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 321.900 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline, alacağa dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına dair verilen ilk kararın, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesince “… Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın tüm, davacı tarafın ise sair temyiz itirazları yerinde değildir….Dairemiz uygulamasına göre, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde; öncelikle taraflardan emsal göstermeleri istenmek suretiyle benzer yerlerin kira sözleşmeleri getirtilmeli, sonrasında bilirkişi kurulu ile birlikte davaya konu taşınmaz ve emsaller incelenmeli, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak dava konusu ilk dönemde arsa olarak serbest koşullarda getirebileceği kira parası
rayice göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılmalıdır…Bundan ayrı, ecrimisil davalarında; her yıl ve dönem için belirlenen ecrimisile o yıl veya dönem sonundan (tahakkuk tarihinden) itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Somut olayda ise, davacı tarafın istemi bu yönde olmasına rağmen, mahkemece faize dava tarihinden hükmedilmesi de doğru görülmemiştir … ” gerekçesiyle bozulmuş, davalı vekilinin kararın düzeltilmesi isteği, Dairenin 08.10.2013 tarihli kararı ile reddedilmiş, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, 268.100 TL ecrimisil alacağı ile 45.092 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 313.192 TL tazminatın, ecrimisil için dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiş, Daire’nin, 6.11.2018 tarihli ve 2018/2263 Esas, 2018/18235 Karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece, 31.05.2012 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne, 321.900 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 08.04.2013 tarihli kararı ile davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bir kısmı kabul edilerek hüküm bozulmuş, davalı vekilinin kararın düzeltilmesi isteği ise reddedilmiştir. Mahkemece bu defa, davanın kısmen kabulü ile usuli kazanılmış hak ilkesi gözardı edilerek 268.100 TL ecrimisil ile 45.092 TL işlemiş faiz olmak üzere 313.192 TL tazminatın, ecrimisil alacağı için dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hal böyle olunca; davalının tüm temyiz itirazları, 08.04.2013 günlü Yargıtay ilamı uyarınca reddedildiğine göre ilk kararda hüküm altına alınan ecrimisil miktarının davacı lehine kazanılmış hak oluşturduğu gözardı edilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir… Bozma ilamı ile, belirlenecek ecrimisile tahakkuk tarihlerinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği belirtildiği halde; Mahkemece, tespit edilen ecrimisilin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hal böyle olunca; belirlenecek ecrimisil için, bozma ilamı doğrultusunda dönem sonlarından (tahakkuk tarihlerinden) itibaren faize karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, davalı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.
Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2012/23826 Esas ve 2013/5888 Karar sayılı bozma ilamında, ecrimisil davalarında hâkimin, gerçek ecrimisil miktarını tayin ve tespit edebilmek için resen hareket etmek zorunda olduğu, bu doğrultuda yerleşen Daire uygulamasına göre, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde; öncelikle taraflardan emsal göstermelerinin istenmesi, benzer yerlerin kira sözleşmelerinin getirtilmesi, sonrasında bilirkişi kurulu ile birlikte davaya konu taşınmaz ve emsallerin incelenmesi, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak dava konusu ilk dönemde serbest koşullarda getirebileceği kira parasının rayice göre belirlenmesi, bundan ayrı, ecrimisil davalarında; her yıl ve dönem için belirlenen ecrimisile o yıl veya dönem sonundan (tahakkuk tarihinden) itibaren faize hükmedilmesi gerektiği belirtilmiş olduğundan, Daire bozma ilamın araştırmaya yönelik bozma olmakla, bozma ilamının taraflar lehine müktesep hak oluşturduğu söylenemez. Ayrıca, Mahkemece, davacı tarafından harcı yatırılmak suretiyle dava konusu edilen ve bilirkişilerce dönem sonlarından itibaren hesaplaması yapılan işlemiş faizin hüküm altına alanarak, faiz alacağı hariç tutulmak suretiyle ana paraya dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, Daire’nin 6.11.2018 tarihli 2018/2263 Esas ve 2018/18235 Karar sayılı bozma ilamının maddi hataya dayalı olduğu anlaşılmıştır.
SONUÇ: Davalı vekilinin karar düzeltme talebinin, 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK’un 442/3. maddesi gereğince kabulüne; Daire’nin 6.11.2018 tarihli ve 2018/2263 Esas, 2018/18235 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, usul ve yasaya uygun bulunan Yerel Mahkeme hükmünün ONANMASINA, HMK’nin 442/1 maddesi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 31.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.