Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/1710 E. 2019/4125 K. 15.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1710
KARAR NO : 2019/4125
KARAR TARİHİ : 15.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali, Paydaşlar Arası Haksız İşgal Tazminatından Kaynaklanan

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı ile davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, 3765 parsel sayılı taşınmaza vekil edeni ve davalının 1/2 hisseyle sahip olduğunu, davalının müvekkilinin taşınmazı kullanımını engellediğini, binanın üç katlı olduğunu ve davalının bir kısmını kiraya vermek bir kısmını da kendisi kullanmak suretiyle binanın tamamını kullandığını, vekil edenin bu nedenle davalıya ihtarname gönderdiğini ve tazminat talep ettiğini ancak herhangi bir sonuç alamadığını, bu nedenle Körfez İcra Müdürlüğünün 2012/1382 sayılı dosyasıyla 19.680,37 TL üzerinden icra takibi başlattıklarını, başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek, davalının yapmış olduğu haksız itirazın iptalini ve takibin devamına karar verilmesini ayrıca davalının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekili ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Körfez İcra Müdürlüğünün 2012/1382 sayılı icra dosyasında yapılan itirazın iptali (paydaşlar arasında haksız işgal tazminatı alacağından kaynaklanan) istemine ilişkindir.
1. Davalının temyiz itirazının incelenmesinde;
Öncelikle belirtmek gerekir ki; itirazın iptali davası, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı olarak ele alınması gereken, sonucuyla takibin devamına etkili bir dava türüdür. Bu nedenle takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebine bağlılık esastır. İtirazın iptali davasında ispat edilecek olan, takibe ve itiraza konu alacaktır. İtirazın iptali davasında takibe konu alacak sebebi değiştirilemez. Bu bağlamda da takipte talep edilen döneme ilişkin ecrimisil hesabı yapılması gerekir.
Bilindiği gibi ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taleple bağlı kalmak üzere, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle mahalinde keşif ve inceleme yapılarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK’nin 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir.
Özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; takip talepnamesinde aylık 300 TL’den 16.500,00 TL istenmiş olup, talep edilen miktara göre takipten geriye doğru talep konusu dönemlerin belirlenmesi ve hesaplamanın bu dönemlere göre yapılması gerekirken, dava tarihinden geriye doğru hesap yapılması doğru değildir. Yani Mahkemece ecrimisil miktarı belirlenirken, dava tarihinin değil, takip tarihinin esas alınması gerekir.
2. Davacı vekilinin temyiz itirazına gelince;
Vekili olmadığı halde, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmeside isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Davalının temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulüne, davacı vekilinin temyiz itirazının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüne, hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 15.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.