Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/1588 E. 2019/4898 K. 09.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1588
KARAR NO : 2019/4898
KARAR TARİHİ : 09.05.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11/10/2018 Perşembe günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden taraftan gelen olmadı. Karşı taraftan davacılar vekili Avukat … geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunan Av. …’in sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelenmesi sonucu, incelenmesine gerek duyulan … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1210 Esas ve 2004//132 Karar sayılı dosyanın dosya arasına alınması için, dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmiş, eksiklik tamamlanmış olmakla, dosya yeniden incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, dava dilekçesinde ve aşamalarda verdiği dilekçelerde, taraflar arasında … 4. Noterliğinin 34953 yevmiye nolu ve 4.9.1989 tarihli arsa tahsis sözleşmesi imzalandığını, arsa tahsis sözleşmesine istinaden 14567 ada 1 parsel, 14567 ada 3 parsel, 14572 ada 2 parsel ve 14573 ada 2 parsel sayılı taşınmazların davalı kooperatife tahsis edildiğini, söz konusu taşınmazlar üzerine bir kısmı arsa sahiplerine bir kısmı ise davalı kooperatife ait olmak üzere binaların yapılmasının kararlaştırıldığını, davalı tarafın sözleşmedeki edimlerini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğünü, Mahkeme aracılığı ile sözleşmenin iptal edildiğini ve taşınmazların tekrar eski malikleri adına döndürüldüğünü açıklayarak, davalının haksız kullanımından kaynaklanan zarara ilişkin olarak 600.000 TL’nin davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, her ne kadar Mahkemece sözleşmenin iptaline karar verilmiş ise de, aynı karar ile, vekil edeni tarafından taşınmazlar üzerinde yapılmış olan 1.878.538,98 TL inşaat bedelinin vekil edenine ödenmesine kadar vekil edeni lehine hapis hakkı tanındığını, bu nedenle talebin haksız olduğunu, kayıt maliklerinden Hasbi Yıldırım ile davacıların diğer kardeşleri….. ve İsmail’in de davada yer almaları gerektiğini, talebin zamanaşına uğradığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 514.895,76 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflar arasında, … 4.Noterliği’nin 34953 yevmiye nolu ve 4.9.1989 tarihli Düzenleme Suretiyle Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmeye istinaden, 14567 ada 1 parsel, 14567 ada 3 parsel, 14572 ada 2 parsel ve 14573 ada 2 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde, bir kısmı davalı kooperatife bir kısmı ise arsa sahiplerine ait olacak şekilde binaların yapılmasının kararlaştırıldığı; davalı tarafın edimlerini yerine getirmeyerek temerrüde düştüğü iddiası ile arsa malikleri tarafından, kooperatif aleyhine sözleşmenin iptali, taşınmazların eski kayıt maliklerine döndürülmesi ve arsa maliklerinin sözleşmeden kaynaklanan alacaklarının inşaat bedeline mahsup edilmesi talepli olarak, … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/18 Esas, 2001/928 Karar sayılı dosyası ile açılan davada, Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi tarafından, arsa maliklerinin fesih hakkı doğduğu, bu nedenle akdin feshi ve davalı adına tescil edilen tapu kayıtlarının iptali ile eski malikleri adına tesciline, inşaatın yapım bedelinin tespit edilerek bu bedel ödeninceye kadar davalı tarafa hapis hakkı tanınmak suretiyle davalının inşaattan el çektirilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile bozulduğu, mahkeme tarafından bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde, sözleşmenin feshine, sözleşme konusu taşınmazlardaki davalı kooperatif hisselerinin iptali ile eski malikleri adına tapuya tesciline, 1.878.538.982.400 TL’nin (2004 yılı) ödenmesine kadar davalı lehine hapis hakkı tanınmak suretiyle davalının inşaattan el çektirilmesine karar verildiği, Yargıtay 15.Hukuk Dairesi tarafından, kararın inşaatın yapım bedeli miktarına ilişkin olarak bozulduğu, diğer hususların kesinleştiği, inşaatın yapım bedelinin tespiti ile bu konuda davalı lehine hapis hakkı tanınmasına ilişkin kısmın ise derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nin 165. maddesine göre; “ Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.” Az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/18 (bozulmakla 2016/113) Esas sayılı dosyasında verilecek hükmün eldeki davayı etkileyeceği açık olup, anılan dava dosyasının sonucu beklenilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır.
3. Kabule göre ise, davaya konu edilen taşınmaz malikleri her bir parsel için ayrı ayrı değerlendirilerek, taşınmazlardaki pay oranları ve aktif husumet ehliyetleri gözönünde bulundurulmak suretiyle hüküm tesis edilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazlar için hesaplanan tüm alacağın davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine şeklinde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, HUMK’un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 09/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.