YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1305
KARAR NO : 2019/2535
KARAR TARİHİ : 12.03.2019
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı vekili; borçlu şirkete ait adrese hacze gidildiğinde davalının burayı devraldığına yönelik beyanlarının zapta geçirildiğini, fakat buna ilişkin bir belgenin sunulamadığını, iş yerinde kullanılan faturaların karinenin aksini kanıtlamaya yeterli olmadığını, borçlunun devir işlemlerini İİK’nin 44. maddesine uygun olarak gerçekleştirmediğini, borçluyla üçüncü kişi arasında yapılan devir işleminin kendileri açısından bir geçerliliğinin olmadığını, ayrıca yapılan devrin muvazaalı olduğunu, belirtilen nedenlerden dolayı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili; müvekkili firmanın ürün alımlarını …. Ayakkabıcılık Ltd. Şti.den yaptığını, alımın her aşamasınının resmi olarak bankadan yapılan ödemelerle noter onaylı işlemlerle yapıldığını, satın almalarla eş zamanlı olarak mağazayı boş olarak mal sahibinden kiraladıklarını, borçlu firmayla herhangi bir organik bağlarının bulunmadığını, haciz işleminin tatbik edildiği …..ne ait “……:13/A” adresinde bulunan iş yeri, resmi ve gayri resmi tüm bilgi ve belgelerden şahit beyanlarından anlaşılacağı üzere, 30 yıldan beri ayakkabı sektöründe olan bir Amerikan firması olan Dexter ayakkabılarının Türkiye distribütörü olup, aynı zamanda Türkiye üreticisi olan …..ye ait olduğunu, belirtilen nedenlerden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davalı şirketin defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davalı şirket ile takip borçlusu şirket arasında herhangi bir mal alışverişinin gerçekleşmediğinin belirlendiği, takip borçlusu şirket ile davalı şirket arasında ticari işletme devri yahut başkaca muvazaalı herhangi bir işlemin olmadığı belirlenmekle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkindir.
1. Yargıtayın ve Dairemizin istikrar kazanan uygulamasına göre; borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise davada taraf olarak gösterilmesi gerekli değildir. Ne var ki, somut olayda yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememiştir. Bu nedenle borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı alacaklıya süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekir.
2. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı alacaklının karar tarihinden sonra dayanak icra dosyasına konu alacağını dava dışı…. Varlık Anonim Şirketine temlik ettiği, buna ilişkin 31.03.2016 tarihli Noter evrakının icra dosyası içerisinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Alacaklı takibe konu alacağını temlik etmekle, alacak üzerindeki tasarruf yetkisi ortadan kalkmıştır. Tasarruf yetkisi temlik alana geçtiğinden, temlik edenin taraf sıfatı da kalmadığından temlik alana tebligat yapılarak davaya devam edilmesi gerekir.
3. 22.10.2014 tarihinde yapılan haciz sırasında haciz adresine ilişkin olarak 01.10.2014 kira başlangıç tarihli kira sözleşmesi ve … Ticaret Odasının, Gazimuhtarpaşa Şubesi olduğuna dair yazılı belge sunulmuştur. Vergi levhası ise üçüncü kişinin merkez adresine ilişkin olması nedeniyle üçüncü kişinin hangi tarihte haciz adresinde faaliyete başladığı tespit edilememiştir. Davalı tarafından delil olarak bildirilen, 22.09.2014 tarihinde borçlunun dava dışı Umut Sayın ile 10.000,00 TL bedel karşılığı marka devrine ilişkin noterde yapmış olduğu sözleşme ve dava dışı Umut Sayın ile üçüncü kişi arasında 20.000,00 TL ve yıllık cironun binde beşi bedel karşılığı 16.10.2014 tarihli adi yazılı olarak yapılan marka lisans (kullanım hakkı) sözleşmesine ilişkin, sözleşme bedellerinin ödenip ödenmediğine yönelik defterler üzerinde inceleme yapılmamıştır.
O halde Mahkemece yapılacak iş; yöntemine uygun şekilde davacı alacaklıya süre verilmek suretiyle borçlunun davaya dahil edilmesi sağlanarak taraf teşkili tamamlanmalı, muvazaa iddiasının tespitine yönelik olarak ise marka devrine ilişkin sözleşmede belirtilen bedelin borçluya ödenip ödenmediğinin borçlunun defterleri incelenerek, marka lisans (kullanım hakkı)sözleşmesinde belirtilen bedelin dava dışı Umut Sayın’a ödenip ödenmediğine ilişkin olarak da üçüncü kişi defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak, üçüncü kişi ve borçlunun ticaret sicil kayıtları üzerinde adres değişiklikleri, tarihleri, ortakları, şube ve merkez adresleri ,hisse devir tarihleri incelenmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda bentte açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK’nin 366 ve 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.