Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/1184 E. 2019/10188 K. 12.11.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1184
KARAR NO : 2019/10188
KARAR TARİHİ : 12.11.2019

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonucunda Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davacılar vekili ile davalılardan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 10.10.2018 tarihli ve 2018/2175 Esas, 2018/17095 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Davacılar vekili ile davalılardan … Petrolcülük A.Ş. vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, üzerinde akaryakıt tesisi ve ekleri bulunan 142 ada 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, tapu kaydında 07.05.1999 tarihinde davalı …Ş. lehine intifa hakkı tesisi edildiğini, diğer davalının … bayii olarak taşınmazı kullandığını, intifa hakkının davalı şirket tarafından 18.03.2010 tarihinde terkin edilmesine rağmen davalıların taşınmaz üzerindeki işgallerinin devam ettiğini ileri sürerek 17.09.2010 tarihinden dava tarihine kadar haksız el atma nedeniyle gelir yoksunluğu zararları bakımından şimdilik 10.000 TL’nin, davalıların elde ettikleri kazanç bakımından şimdilik 10.000 TL’nin toplamda 20.000 TL tazminatın 17.09.2010 tarihinden işleyecek temerrüt faiziyle davalılardan müştereken tahsiline karar verilmesini istemişler, ıslah dilekçeleriyle kira geliri ve yoksun kalınan gelire ilişkin taleplerinin toplamına ilişkin olarak, her bir davacı yönünden ecrimisil ve işlemiş faiz taleplerini 549.839,89 TL ye arttırılması, asıl alacak yönünden 485.364,12 TL’şer bedelin dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile müştereken tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı …Ş. vekili, taşınmazın vekil edenleri tarafından kullanılmadığını, ürün satmasının taşınmazın işgal edildiği olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesini, diğer davalı … vekili, taşınmazın usule uygun bayilik sözleşmesine istinaden kullanıldığını, taşınmaza yapılan faydalı ve zaruri masraflara ilişkin dava açıldığını bildirerek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, petrol istasyonunun tedarikçisi olan davalı …Ş. yönünden husumet nedeniyle davanın reddine, eldeki davada kira alacağının doğduğu kabul edilerek diğer davalı … yönünden davanın kısmen kabulü ile 17.09.2010-22.04.2013 tarihleri arasında toplam 591.856,05 TL ‘nin el atma tarihi olan 17.09.2010 tarihinden itibaren başlamak üzere her yıl için hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara payları oranında ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karar Dairece ” … davalı …Ş yönünden petrol istasyonun tedarikçisi olduğu, petrol istasyonunda logolarının bulunmasının taşınmazın şirket tarafından kullanıldığı anlamına gelmeyeceği gerekçeleriyle husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, davacılar tarafından davalılar … Petrolcülük A.Ş. ve … aleyhlerine açılan Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/396 Esas, 2013/112 Karar sayılı dosyası ile davalıların 142 ada 3 parselde kuyuyu havi 24 zeytinli tarla ve bağ niteliğindeki taşınmazda haksız işgalci oldukları belirlenerek taşınmaza müdahalelerinin menine karar verildiği ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, eldeki davada mahallinde yapılan keşifte davaya konu taşınmazda davalı …’ye ait 8 çıkışlı , … amblemli 3 adet akaryakıt pompası mekanizmasının mevcut olduğunun tespit edildiği, Urla Noterliği’nin 17.05.1999 tarih 4035 numaralı intifa hakkı sözleşmesinde, … tarafından verilen tesisat ve malzemelerin yine … Petrolcülük A.Ş’nin mülkiyetinde kalacağının belirtildiği gözetildiğinde davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın taşınmazı kullandığı, bu durumda hükmedilecek ecrimisil bedelinden sorumlu tutulması gerektiği kuşkusuzdur. O halde Mahkemece, taşınmazı haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kullanan davalı …Ş. aleyhine de ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde husumet ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir … dava konusu taşınmaz davacılar tarafından devralındığı tarihte kuyuyu havi 24 zeytinli tarla ve bağ vasfında iken 2013 yılında vasfının 24 zeytinli tarla, bağ ve benzin istasyonu olarak tashih edildiği, dava konusu taşınmazın 6985 m2’lik kısmının zeytin ağaçları, 2730 m2’lik kısmının ruhsatlı akaryakıt istasyonu olarak kullanıldığı, akaryakıt istasyonu olarak kullanılan alanda idare ve market binası ile akaryakıt tankları ve pompalarının bulunduğu, davalı … tarafından davacılar aleyhine açılan alacak istemine ilişkin Urla Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/490 Esas, 2018/346 Karar sayılı dosyasında, akaryakıt satış istasyonunun gerekli inşai işlerinin ve yapı kullanma izinlerinin … tarafından alınıp yapıldığının tespit edildiği anlaşılmıştır. O halde , ecrimisil istemli davada akaryakıt satış istasyonunun davalı … tarafından yapıldığı uyuşmazlık konusu olmadığına göre, ecrimisil talep edilen dönemlerde davaya konu taşınmazın tapu kaydındaki niteliğine göre, davalıların kullandıkları ve tasarruf ettikleri kısımlar ayrı ayrı belirlenerek davalıların sorumlu olacakları ecrimisilin hesaplanması gerekirken davalı tarafından yapılan akaryakıt satış istasyonun kira gelirine göre hesaplanması isabetsiz olmuştur. Hal böyle olunca; Mahkemece gerekli görüldüğü halde mahallinde yeniden keşif yapılarak, Gayrimenkul Değerlendirme Uzmanı, Fen Bilirkişisi ve İnşaat Mühendisinden oluşan üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden yukarıda belirtilen ilkeler ve olgular doğrultusunda bilimsel verilere uygun, denetime elverişli şekilde ecrimisil hesabı konusunda rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir … ” gerekçeleri ile bozulmuş, davacılar vekili ve davalı şirket vekilince kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.
1. Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacılar vekilinin karar düzeltme istekleri yerinde görülmediğinden reddine,
2. Davalı … şirketi vekilinin karar düzeltme isteğine gelince,
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 142 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 9175 m2 yüzölçümünde ve kuyuyu havi 24 zeytinli tarla ve bağ vasfında dava dışı Hatice Şaduman adına kayıtlı iken 07.05.1999 tarihli 1480 yevmiye numaralı resmi senet ile 2500/9715 pay üzerine … Petrolcülük A.Ş. lehine 12 yıllık intifa hakkı tesis edildiği, taşınmazın tamamının çıplak mülkiyeti ile 7215/9715 hissesi üzerinde intifa hakkı 04.01.2001 tarihinde 1/2 oranda davacılar adına tescil edildiği, diğer davalı … tarafından taşınmazın intifa hakkı sahibinin muvafakatına dayalı olarak … bayii olarak işletildiği, 17.09.2010 tarihinde davalı …Ş. tarafından intifa hakkından mülkiyet sahipleri lehine bedelsiz olarak feragat edilerek intifa hakının terkini talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK’nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1-120-96 sayılı kararı) 25.05.1938 tarihli ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtayın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar.
Somut olayda, taşınmazın eski maliki Hatice tarafından 2500/9715 pay için davalı şirket lehine 07.05.1999 tarihinde intifa hakkı tesis edildiği, intifa hakkı tesis edilen alanın akaryakıt istasyonu olarak kullanıldığı, hakkı 17.09.2010 tarihinde bedelsiz olarak tapudan terkin edildiği, davalı …’in intifa hakkı tesis edilen alanı akaryakıt istasyonuna dönüştürdüğü ve işlettiği, diğer davalı şirket ile de aralarında ariyet sözleşmesi olduğu, sözleşme gereği bir kısım makina ve teçhizatın mülkiyetinin davalı şirkete ait olduğu ancak davalı … tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı şirketin diğer davalı … ile aralarındaki sözleşme gereği aslen tedarikçi olduğu, taşınmazda zilyet olmadığı ve taşınmazı kullanmadığı açıktır.
Hal böyle olunca, Mahkemece verilen nihai kararla davalı … şirketine yönelik davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi doğrudur.
Yerel Mahkeme kararının davalı şirkete ilişkin kısmına yönelik temyiz itirazının reddiyle, yukarıda yazılı gerekçe ile onanmasına karar verilmesi gerekirken bozulmasına karar verilmesi doğru olmadığından davalı şirket vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile, Dairenin 10.10.2018 tarihli ve 2018/2175 Esas, 2018/17095 Karar sayılı bozma ilamının davalı şirketle ilgili 1 numaralı bendinin bozma ilamında çıkartılmasına, karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacılar vekilinin karar düzeltme istekleri yerinde görülmediğinden REDDİNE, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı … şirketi vekilinin karar düzeltme istekleri yerinde görüldüğünden kabulüyle, Dairenin 10.10.2018 tarihli ve 2018/2175 Esas, 2018/17095 Karar sayılı bozma ilamının davalı …Ş. ile ilgili 1 numaralı bendinin bozma ilamında çıkartılmasına, Yerel Mahkeme kararının davalı şirkete yönelik kısmının 6100 sayılı HMK’nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca ONANMASINA, anılan Kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 Sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi gereğince 1086 Sayılı HUMK’un 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 370,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davacılardan alınarak Hazineye irad kaydına ve davacıların ödemiş olduğu 92,50 TL peşin harcın karar düzeltme harcına mahsubuna, peşin harcın istek halinde karar düzeltme isteyen davalılardan … Petrolcülük A.Ş’ye iadesine, 12/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.