Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2019/1177 E. 2019/2342 K. 06.03.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/1177
KARAR NO : 2019/2342
KARAR TARİHİ : 06.03.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup hükmün davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı üçüncü kişi vekili, 09.06.2015 tarihinde haczedilen menkulün, müvekkili ile borçlu şirket arasında aktedilen Finansal Kiralama Sözleşmesi kapsamında kaldığını, 6361 sayılı Yasa’nın 28/2. maddesi gereğince haczedilemeyeceğini ileri sürerek istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın açılmasından sonra hacizlerin kaldırılmasını talep ettiklerini, davanın konusunun kalmadığını, müvekkili şirket davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalı alacaklı vekilinin talebi üzerine mahcuz üzerindeki haczin yargılama sırasında kaldırıldığı,davanın konusuz kaldığı,dava konusu haciz sırasında istihkak iddiasında bulunulmadığı, haciz mahallinde menkulun yediemine bırakıldığı gerekçesi ile esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın niteliği ve sebebiyet ilkesi gereğince yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm davacı üçüncü kişi vekili tarafından vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK’nin 96 vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Davanın kabulü halinde kural olarak yargılama gideri davalıya yükletilir. Ancak bu kuralın istisnası HMK 312/2. fıkrasında (HMUK’un 94/2) düzenlenmiş olup; buna göre davalının davanın açılmasına kendi hal ve davranışlarıyla sebebiyet vermemiş, yargılamanın ilk duruşmasında davacının talep sonucunu kabul etmiş olması ve belirtilen bu iki koşulun bir arada bulunması gerekir.
İstihkak davası konusuz kaldığında maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderlerinin ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca alacak miktarı ile haczedilen taşınır malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden nispi olarak hesaplanacak vekalet ücretinin davanın açılmasına sebebiyet veren tarafa yükletilmesi gerekir.
Somut olayda; dava konusu haczin dava dışı… Şirketine ait adreste, bu şirket çalışanı huzurunda yapıldığı, haciz adresinde bulunan bir adet lazer kesim makinesinin borçlu şirkete ait olduğunun beyan edilmesi üzerine haczin uygulandığı, davacı üçüncü kişi vekilinin takip dosyasına sunduğu 17.06.2015 tarihli dilekçesi ile istihkak iddiasında bulunduğu, dilekçenin ekinde Finansal Kiralama Sözleşmesi ve profarma faturanın da ibraz edildiği, alacaklı vekilinin ise takip dosyasına sunduğu 30.06.2015 tarihli dilekçesi ile istihak iddiasına karşı çıkması üzerine eldeki davanın üçüncü kişi şirketçe açıldığı, dava dilekçesinin tebliği üzerine alacaklı tarafça cevap süresi içerisinde haczin kaldırılmasının talep edildiği anlaşılmıştır.
Açıklanan bu hususlar ve davacı üçüncü kişinin davadan önce istihkak iddiasında bulunarak alacaklıya bu iddiayı kabul veya haczi kaldırma imkanı vererek bu davayı açması birlikte değerlendirildiğinde alacaklının dava açılmasına sebebiyet verdiğinin kabulü gerekir.
Bu durumda, Mahkemece davanın açılmasına sebebiyet veren alacaklının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerekirken, aksi düşüncelerle aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, taraflarca İİK’nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.