Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/9707 E. 2018/18963 K. 21.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9707
KARAR NO : 2018/18963
KARAR TARİHİ : 21.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, tarafların … 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan binada kat maliki olduklarını, davalının müvekkilinin ortak kullanım alanlarından elde ettiği kira bedellerinden arsa payı oranında hissesine düşen 2.336,50 TL ecrimisilin tahsili amacıyla davacı hakkında icra takibi başlattığını,itiraz süresinden sonra yapıldığından takibin devamına karar verildiğini, söz konusu taşınmazda kiraya verilebilecek ortak kullanım alanı bulunmadığını, müvekkilinin kira geliri elde etmediğini belirterek borçlu olmadığının tespitine kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili , davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, her ne kadar Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 4. maddesinde çatı ortak yer olarak tanımlanmış ise de, çatı katına yapılan dairenin ortak yer tanımına girmediği, ayrıca … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas – 227 Karar sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda da çatı katının projede ortak yer olarak belirlenmediği, ayrıca davalının beş nolu bağımsız bölümü davacının çatı katındaki iki adet daireyi kiraya vererek kendisine özgülediği hususunu bilerek satın aldığı, bu itibarla davacının, davalı tarafından ana taşınmazdaki iki adet çatı katı dairesi yönünden hakkında yapılan takipten dolayı borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı tarafın davalıya … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, arsa payı karşılığına isabet eden ecrimisil alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 449 ada 3 parsel sayılı taşınmazda yer alan beş no.lu bağımsız bölümün kayden davacıya, bir, iki ve dört no.lu bağımsız bölümlerin ise dava tarihi itibariyle davalıya ait olduğu, davalıya ait bağımsız bölümlerin dava tarihinden sonra satış yoluyla dava dışı 3. kişi adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. 28/01/2013 tarihinde davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibi ile ana taşınmazın ortak yerlerinden elde edilen kira bedellerinden arsa payına düşen miktar kadar alacağının tahsilinin talep edildiği, süresinde itiraz edilmemesi üzerine icra takibinin kesinleştiği sabittir.
Dava konusu taşınmazın çatı katına ilave edilen ve projesinde yer almadığı belirtilen iki dairenin davacı tarafından dava dışı kişilere kiraya verilmek suretiyle binanın ortak yerlerine müdahale ederek tahsil ettiği kira bedellerinin tahsili amacıyla takip başlatılmıştır. Kat Mülkiyeti Kanununun 4/c hükmü uyarınca çatılar ortak yerlerden olup çatı katına yapılan ilavelerin de ortak yerden sayılacağı kuşkusuzdur.Kat Mülkiyeti Kanunu uygulamasında, özel amaçlara tahsis edilen yerlerin herhangi bir gelir getirmesi ve tüm kat maliklerinin oybirliğiyle karar alması halinde dahi kiraya verilmesi mümkün değildir. Ancak kat maliklerinden biri tarafından kiraya verilmiş olması halinde diğer kat malikleri sebepsiz zenginleşmeye dayanarak arsa payına tekabül eden kira bedeli kadar alacağını kiraya veren kat malikinden tahsilini talep edebilir. Davalı dava konusu yerlerin davacı tarafından kiraya verildiğini kanıtladığı takdirde mahkemece varsa dava konusu yerlere ait kira sözleşmeleri dosyaya kazandırılarak kira sözleşmesi ile belirlenen bedellerin konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla rayice uygun olup olmadığı tespit edildikten sonra rayice uygun olması halinde yazılı kira sözleşmelerindeki bedel üzerinden aksi halde bilirkişice belirlenecek bedel üzerinden ecrimisil alacağına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın tümden reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 21/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.