Yargıtay Kararı 8. Hukuk Dairesi 2018/9476 E. 2018/19425 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9476
KARAR NO : 2018/19425
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ : … …… Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda … 5. İcra Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davacı 3. kişi vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda … …… Mahkemesi 20. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez …… Mahkemesi kararının Yargıtayca incelenmesi duruşmalı olarak davacı 3. kişi vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.11.2018 …… günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı 3. kişi vekili Av. … ile karşı taraftan davalı alacaklı vekili Av. Merve Erken geldi. Başka gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; Dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı 3. kişi vekili, haciz adresi mobilya mağazasının müvekkili şirketçe 28.06.2016 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile boş olarak kiralandığını, 14.07.2016 tarihinde de haciz adresinin şube işyeri olarak ticaret sicil kayıtlarına tescil edildiğini, buna rağmen 25.08.2016 tarihinde mülkiyeti müvekkiline ait malların haczedildiğini öne sürerek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, dava konusu hacizden önce 11.05.2016 tarihinde aynı adreste gerçekleştirilen haciz esnasında dava dışı …… firması tarafından istihkak iddiasında bulunulduğunu, bu tarihli haciz esnasında borçlu şirkete ait bir çok evrakın bulunduğunu, 18.05.2016 tarihli haciz esnasında da daha önce haczedilip mahalde bırakılan menkullerin bir çoğunun yerinde tespit edildiğini, dava konusu haciz esnasında hazır bulunan ve 3. kişi şirket müdürü olduğunu beyan eden Ali Uslu’nun işyerini dava dışı …… Şirketinden devraldıklarını beyan ettiğini, Lima Şirketinin borçlu şirketin diğer bir alacaklısı olduğunu, 3. kişi şirketin borçlu ile birlikte hareket ederek alacağın tahsilini imkansız kılma adına önceki tarihli hacizlerde haczedilen ve yediemine bırakılan mobilyaların etiketlerini değiştirmek sureti ile teşhir etmeye devam ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı borçlu şirket usulüne uygun tebligata rağmen yasal süresi içerisinde cevaplarını bildirmediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; davacı 3. kişi şirket ile borçlu şirketin faaliyet alanlarının birbirine paralel olduğu, her iki şirket arasında organik bağ bulunduğuna vicdanen kanaat getirildiği, 3. kişi şirketçe ibraz edilen faturaların tamamının borcun doğum tarihinden sonrasına ilişkin olduğu ve mahcuzlarla uyumlu olmadığı, 3. kişi şirketin mahcuzların kendisine ait olduğunu kesin ve net bir şekilde ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, davacı 3.kişi vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.
… …… Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 31.01.2018 tarihli ve 2017/1689 Esas, 2018/ 179 Karar sayılı kararı ile; haciz adresinin daha evvel borçlu şirkete ait adres olduğu, 11/05/2016 tarihinde aynı adreste yapılan hacizde başka bir şirket adına istihkak iddiasında bulunulduğu, aynı tarihli hacizde borçluya ait bir kısım evrakların haciz mahallinde bulunduğu, 25/08/2016 tarihli hacizde de haczedilen menkullerin, daha evvel haczedilen menkuller olduğunun saptandığı, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, faturalarla haczedilen menkullerin uyuşmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine; istinaf kararı davacı 3.kişi vekili tarafından bu kez temyiz edilmiştir.
Dava, 3. kişinin İİK 96 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir.
Davacı 3. kişi şirket ve borçlu şirket arasındaki ilişki, bağ veya bağlantılar ile dava dosyasının tam olarak aydınlatılması bakımından; borçlu şirket ile 3. kişi şirketin ilk kuruluşlarından itibaren … ve şube adresleri, hisse ve ortaklık değişiklikleri dahil tüm ortaklık yapıları ve yetkili temsilcilerini gösterir ticaret sicil kayıtlarının; davacı 3.kişinin ve borçlu şirketin işe başlama-işi bırakma tarihlerini de gösterir vergi kayıtlarının; borçlu şirket ile 3.kişinin yanında çalışanları gösterir … kayıtlarının ilgili yerlerden getirilerek incelenmesi, ayrıca eldeki davaya konu 25.08.2016 tarihli haciz sırasında, aynı adreste 11.05.2016 tarihinde haczedilen tv ünitesi,yemek odası, koltuk takımı vs. gibi mahcuzların yerinde olduklarının tespit edildiği anlaşılmakla, 11.05.2016, 18.05.2016 ve dava konusu 25.08.2016 tarihli hacizlere iştirak eden icra memurlarının tutanak düzenleyici olarak beyanlarına başvurulmak sureti ile daha önce haczedilen malların hangi ayırt edici özelliklerinden yola çıkılarak dava konusu haciz esnasında yerlerinde bulunduklarının tespit edildiğinin açıklattırılması, bu araştırmalar sonucu elde edilecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunan diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de; İlk Derece Mahkemesince davanın reddine, …… Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş olmasına göre maktu karar ve ilam harcının yatırılan peşin harçtan mahsubu ile bakiye harcın davacıya iadesine karar vermek gerekirken her iki Mahkemece nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ; Temyiz olunan …… Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nin 373/1. maddeleri uyarınca ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.630,00 TL Avukatlık Ücreti’nin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davacıya verilmesine,
dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de …… Mahkemesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 28.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.